|
||
“AKP’nin çökerttiği eğitim sistemi yoksul halkı ve öğrencileri vurdu” | ||
Eğitim Haberi | ||
“Siyasi iktidar, 2002’den bu yana uyguladığı eğitimi ticarileştirme ve gericileştirme uygulamalarını 2015-2016 eğitim öğretim yılında da artırarak devam ettirmiştir. Eğitim sisteminin, eğitim emekçilerinin acil çözüm bekleyen sorunlarını bir tarafa bırakan Milli Eğitim Bakanlığı, izlediği politika ve hayata geçirdiği uygulamalarla eğitimde büyük bir yıkım yaratmıştır. Eğitim bir yandan hızla ticarileştirilip paralı hale getirilirken, “tek din tek mezhep” anlayışına uygun olarak dini eğitimi yaygınlaştırma çabaları hızla devam etmiştir. HARF DEVRİMİNE KARŞI ARAPÇA DAYATILMAKTADIR Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun Ekim 2015’te yayımladığı kararla 2016-2017 öğretim yılında ilkokul 2. sınıf öğretim programına Arapça dersi konulmuş, MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından da Dünya Arapça Günü olan 18 Aralık gününden itibaren, bir hafta Arapça haftası ilan edilmiştir. TERÖR NEDENİYLE ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİM HAKKI ELLERİNDEN ALINMIŞTIR Siyasi iktidar, okulların güvenliğini sağlamaktan ve eğitimin kesintisiz olarak devam etmesinden birinci derecede sorumludur. Ancak çatışmalı bir ortamda öğrencilerin, öğretmenlerine ve eğitime her zamankinden çok ihtiyaç duyduğu göz ardı edilerek okulların kapısına kilit vurulmuş, çocukların telafisi güç travmalar yaşamasına neden olunmuştur. Bu kadar ağır travma yaşayan ve öğretim programının gerisinde kalan çocukların, TEOG, YGS ve LYS sınavlarında yaşayacakları mağduriyetlerin giderilmesi için önlem alınmamıştır. TEOG’DA MEB, HATALARININ BEDELİNİ YİNE ÖĞRENCİLERE ÖDETTİ 25 - 26 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirilen 1. dönem sınav sonuçlarının Ocak 2016’da açıklanacağı belirtilmiş ancak, arka arkaya gelen soru iptalleri ve bir soruya açılan dava nedeniyle gecikmeli olarak 15 Ocak’ta açıklanmıştır. Sonuçları açıklamak için yargı kararını beklemeyen Bakanlık, 5 soruyla ilgili iptal kararı çıkarsa, puanları yeniden hesaplamayacağını hatalı soruları doğru olarak kabul edeceğini açıklamıştır. MEB, her sınavda olduğu gibi bu sınavda da her şeyi eline yüzüne bulaştırmış, hatalarının bedelini öğrencilere çıkartmıştır. TEOG kapsamındaki derslerin Türkiye ortalamaları ülkemizdeki eğitimin niteliğini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. TEOG sınavlarının ölçmede yeterliliğinin olmamasının yanında başka problemleri de hayatımıza taşıdığını görebiliyoruz. Tek bir sınav yerine 12 sınavla bir üst kademeye geçişi öngören TEOG, Bursa'da bir kız öğrencinin, beklenen başarıyı sergileyemeyeceği endişesiyle intihar etmesine neden olmuştur. Sistemi bir yap-boz tahtasına dönüştürenlerin bu gerçekleri görmezden gelmesi kabul edilebilir bir durum değildir. KAMU KAYNAKLARIYLA ÖZEL OKULLARA KIYAK Kamusal eğitime ayrılması gereken kaynakların dershanelerin dönüşümü bahanesiyle özel öğretime aktarılması, özel okulların eğitim içindeki payının arttırılması için sayısız teşvik ve destek getirilmek istenmesi, iktidarın eğitim politikasının merkezinde halkın değil, piyasa güçlerinin olduğunu göstermektedir. Yıllardır bir taraftan devlet okullarında eğitimin niteliğini bilinçli olarak düşüren, özel öğretimi özendirmek için özel okulları doğrudan kamu kaynaklarıyla destekleyen, kamusal eğitime ve okullara yeterli bütçe ayrılması ile ilgili talepler gündeme geldiğinde “kaynak yok” bahanesini ileri süren siyasi iktidar, adeta halkımızla alay etmektedir. ÖĞRETMEN AÇIĞI SORUNU DEVAM ETMEKTEDİR Bakanlığın resmi açıklamalarına göre mevcut öğretmen açığının 120 bin olmasına ve 400 bin civarında atanmayan öğretmen olmasına rağmen Eylül 2015’te 37 bin öğretmenin ataması yapılmıştır. Şubat’ta ise 30 bin öğretmenin atamasının yapılacağı açıklanmıştır. Sayının bu kadar düşük olması, Bakanlığın önümüzdeki dönemde de ücretli öğretmen politikalarına devam edeceğinin göstergesidir. Genellikle ücretli öğretmenlik, kadrolu öğretmen açığını doldurmak için kullanılmaktadır. Kadrolu öğretmen açığı da hem büyük kentlerin ve hem de ülke coğrafyasının dezavantajlı bölgelerinde bulunmaktadır. Doğal olarak ücretli öğretmenlik daha çok yoksul halk çocuklarının bulunduğu yerlerde işlevseldir. MEB'in verilerine göre kadrolu olarak görev yapan öğretmen sayısı 852 bin 66’dır. Açığı kapatmak için de 60 bin ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Doğal olarak her 14 öğretmenden biri ya da öğretmenlerin %7'si ücretli olarak çalışmaktadır. Haftada 30 saat çalışan bir ücretli öğretmen bunun karşılığında 1.177 tl kazanmaktadır. Bu kadrolu bir öğretmenin kazandığı paranın 1/3'ü kadardır. Bu durumda eğitimin niteliğinin artmasını beklemek mümkün değildir. FİZİKİ DURUM VE NİCELİK 13 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminin alt yapı sorunları çözülemiyor. Hala ülke genelindeki okulların %31,41’inde birleştirilmiş sınıflı eğitim yapılmaktadır. Sanıldığı gibi birleştirilmiş sınıflı eğitim sadece Doğu ve Güney Doğu da değil ülkenin en gelişmiş kentlerinde de yapılmaktadır. OKUL YÖNETİCİLERİ SİYASALLAŞTIRILMIŞTIR Niteliğin, başarının ve liyakatin kadrolarında hakim olması gereken Milli Eğitim bakanlığında eğitim bilimleri alanında lisans, lisan üstü eğitim yapmış yönetici sayısının toplam 16 olması, atama ve yükselmelerde liyakatin, ehliyetin geçerli olmadığını, siyasal yönelimlerin etkili olduğunu göstermektedir. Bu niteliksiz yönetim anlayışı eğitim politikalarına yön vermekte, ülkemizin nitelikli insan yetiştirmesine engel olmaktadır. MÜLTECİ ÇOCUKLAR EĞİTİMDEN YARARLANAMAMAKTADIR UNİCEF’in Kasım 2015 Raporu’na göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı 2 milyon 181 bin 293’tür. Okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısı 746 bin’dir. Bunlardan 451 bini okula gidememektedir. Ülkemizdeki çocukların ancak yüzde 40’ı okula kavuşmuştur. Okula gidemeyen çocukların bir kısmı kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Yaşananlar tam bir insanlık dramıdır. SONUÇ Eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür, akılcı ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesi için en küçük bir adım atmayan siyasi iktidar ve MEB eğitim sistemini kendi ideolojileri ile dinin ve tek bir mezhebin kurallarına göre biçimlendirmeye devam etmiştir. Cumhuriyetin kazanımlarından geri dönüş sürecini hızlandırmak isteyen ve bunun için hızla bilimsel eğitimden uzaklaşan iktidarın eğitimden anladığı tek şey cemaat ve tarikat mensuplarının önderliğinde verilen gerici eğitim ve eğitimi paralı hale getirmektir. Değerler eğitimi adı altında okullarımız adeta cemaat ve tarikatlara teslim edilmiş Bakanlık, tarikat ve cemaatlerle işbirliği içinde projeler üretmeye başlamış, cami imamları okullarda yaşam koçluğuna başlamıştır. Eğitim-İş olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin geleceğini oluşturacak yeni kuşakların, akıl, bilim ve sanat ortamında barış ve huzur içinde verilen bir eğitim sistemiyle yetiştirilmesi için her türlü dayatmanın karşısında olacağız. Eğitim İş Kocaeli Şubesi Adına Bilal ŞENER” |
||
|
||
Etiketler: “AKP’nin, çökerttiği, eğitim, sistemi, yoksul, halkı, ve, öğrencileri, vurdu”, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.