Yaklaşık 1000 kişilik grup Diliskelesi’nde toplanarak, Dilovası Belediyesi’ne yürüdü. Taleplerini anlatan dövizlerle yürüyen gençler hiçbir taşkınlık yapmadan, belediye önünekadar sloganlarla yürüdüler. En dikkat çeken sloganları ‘Ali topu tut’’ oldu.

Diliskelesi mahallesinde yapılan halı sahanın ,henüz açılışı yapılmadan defalarca çökmesi ve tadilat görmesi , yapılacak olan turnuva sebebiyle verilen sözlerinde tam olarak yerine getirilmemesi , Diliskelesine ve genelde tüm Dilovasına olan ihmalkarlığı ve ciddiyetsizliği bir kez daha göstermiş olup bu basın açıklamasını yapmayı gerekli hale getirmiştir.   Bizler bir zamanlar Osmanlı saraylarının meyve ve sebze bahçelerinin olduğu bir bölgede yasamaktayız. Verimli ve bir o kadar güzel olan bu topraklar sanayileşme ile birlikte doksanlar a kadar koruduğu güzelliklerini bir bir kaybetmeye başlamıştır.1987 de kurulan belediyenin bugüne kadarki yönetimlerinin bu kayıplardan çıkar menfaat ve para üzerine kurdukları siyasi anlayıştan dolayı birinci dereceden sorumlu durlar. Gelinen bu zamana kadar bu zihniyet Dilovasına geri dönüşü mümkün olmayacak büyük zararlar vermiş ve halen vermeye devam etmektedir. Sanayiye verilen tavizlerden ve al gülüm ver gülüm anlayışından Dilovası dört bir tarafı sanayi ile kuşatılmış açık hava hapishanesi haline getirilmiştir. Ve o kadar ileri gidilmiştir ki milletin gözünün içine baka baka ,yaşam alanları gasp edilmekte ,gürültü, çevre ve görüntü kirliliği ile halka her türlü rahatsızlık reva görülmektedir. Kocaeli geneline bakıldığında her tarafta , gerek bireysel gerek ise toplumsal faaliyetlerin yapıla bileceği birçok tesis ve hizmetler yapılmış, Dilovası ise bu anlamda gereken hizmetlerden mahrum bırakılmıştır. Bu durum ,halkın özelliklede geleceğimizi inşa edecek olan gençliğin, karamsar ve umutsuz olmasına yol açmıştır. Nitekim gençliği tatmin edecek sosyal faaliyetlerini yapa bileceği tesislerin olmaması da olumsuzluğu ve karamsarlığı arttırmada ve böylece ,farklı arayışlara yöneltmektedir.

Netice itibarı ile ,uyuşturucu, alkol ve bağımlılık yapan maddelere yönelmesi de kaçınılmaz hale gelmektedir.

Dilovası nın bu duruma getirilmesine ,gerek çıkar ve gerekse neme lazım cılıkla sebep olan büyüklerimizi de ,yarınları için bu anlayışlarını değiştirmeye davet ediyoruz.   Son dönemlerde ilçemizde bir takım faaliyetler görsek de bu faaliyetlerin hem yetersizliği hem de kalitesizliği , yapılan tesislerin kullanımına imkan vermemektedir. Diliskelesi mahallemizde yapılan ,açık halı sahası henüz açılışı yapılmadan, inşasındaki kusurlardan dolayı defalarca tadilata alınması ve kısa zaman önce inşa edilen ,semt konağının yapım kusurlarından dolayı tadilat görmesi ,belediyenin , bu tesislerin hem ihalesi hem de inşaat kontrolü noktasında ,yetersizliği ortaya koymaktadır. Özellikle Diliskelesi mahallesinde ,gerek gençler gerek ise ailelerin birlikte zaman geçirebilecekleri yeterli yeşil alan henüz yapılmamıştır.   Bizler diyoruz ki , bir milletin ve bir toplumun en büyük kazanımı , sadece ne kişi başına düşen milli geliri, ne bankalardaki milyar dolarları, nede alt yapı ve üst yapı çalışmalarıdır. Bir millet için kazanım olarak, onu yarına taşıyacak donanımlı , seviyeli, ahlaklı, mutlu ve huzurlu genç nesillerinde olması önemlidir. Şayet bir toplum ,gençliğe gereken önemi vermez ve ona yönelik alt yapıyı inşa etmez ise gelişimi ve olgunlaşmasını sağlayacak tedbirleri almazsa, bunun yerine bazı kişi ve şirketlerin çıkar ve menfaatlerini sağlamak adına , faaliyet yürütüyor ise ,işte ozaman bu millet yarınımızı inşa edecek bu gençlikten ümit var olmamalıdır.   Ve biz diyoruz ki , bizi bu duruma düşüren , sağlık sorunları yaşamamıza sebep olan , gençliğin sıkıntılar yaşamasına , işsizlik ile boğuşmasına sebep olan tüm kurum ve kuruluşlara ve dünden bu güne Dilovası belediyesine ve özellikle sanayicilere ve herkim sebep olmuşsa hakkımızı helal etmiyoruz , dünya ve ahirette iki elimiz yakalarında olacaktır . bütün bunlara rağmen , biz Dilovası halkı olarak inatla burada yaşamaya devam edeceğiz, ve yaşanıla bilir bir hale gelmesi için her türlü mücadeleyi vereceğiz.