“8 MART

Evet bugün 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü!

   1857 yılında  NewYork’lu 40 bin dokuma işçisi kadının, çalışma süresine ve ağır çalışma koşullarına başkaldırdıkları gün!

Tam 161 yıl önce, mücadeleleri uğruna can veren 129  kadının,  kanla bastırılan direnişlerinin yıldönümü bugün!

Ne sömürü bitti o günden bugüne ne ayrımcılık; ne şiddet son buldu, ne taciz, ne de tecavüz.Yine oyuncakları elinden alındı çocuk gelinlerin,  ömürlerinin  baharında, yine törelerin elinde can verdi kadınlar... Ve yine ötekileşirildiler..

Bugün halâ  kadınlar sömürülüyorsa, ayrımcılıkla karşı karşıyaysa, halâ şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalıyorlarsa , ve halâ ölümle iç içeyse  sürdürdükleri yaşam, ve biz halâ kız  çocuklarının evlenme yaşını sorguluyabiliyorsak  eğer bu uzay çağında,  daha yapılacak  çok şey,  gidilecek çok yolumuz var demektir...

Atatürk’ün, “Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleri ile beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak imkan ve bilimsel olarak ihtimal yoktur.” sözünün ışığında; kadınların, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri tüm alanlarda fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde yararlanmasını, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılmasını ve kadının toplumsal içindeki konumunu güçlendirecek bir anlayış geliştirmek zorundayız.

8 Mart’ı yaratan o güçlü  kadınların, bu günü  Dünya Emekçi KadınlarGünü olarak bize armağan eden ClaraZetkin'in,  Kurtuluş Savaşında cephede yerini alan Kara Fatma'nın ve adını sayamadığımız cefakar nice kadınımızın yolunda yürüyerek; sömürüyle, ayrımcılıkla, şiddetle, tacizle, baskıyla, töreyle, ölümle iç içe yaşamaya, bilincimizle, yüreğimizle, haykırışlarımızla, mücadelemizle dur demek zorundayız!

"çocuk gelinler" utancının son bulmasını, kadınların insanca çalışması ve yaşamasını engelleyen her türlü ayrımcılığın yasalarda, uygulamalarda ve beyinlerde son bulmasını  sağlamak zorundayız.

  Yaşanası bir dünya adına, umudumuz adına; Mustafa Kemal Atatürk’ün;

“Şunu anlamak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” sözü mücadelemizin rehberidir.

Kadınlarımızın eşitlik,  özgürlük,  barış dolu güzel bir dünyada; ötekileştirilmeden,  ezilmeden,  sömürülmeden, taciz, şiddet ve tecavüze maruz kalmadan insanca yaşamaları umudumuzu koruyoruz.

Genel Merkezimizin açıklaması doğrultusunda AES üyesi öğretmenler, 8 MART’ ı kadın bayramı olarak kutlamak yerine öğrencilerde farkındalık yaratmak adına eğitim eylemi başlatıyor. 8 Mart Perşembe günü okul öncesi ve sınıf öğretmenlerimiz en az 1 ders saati, branş öğretmenlerimiz de hafta boyunca girdikleri her sınıfta dersin en az yarısını cinsiyet ayrımcılığı yerine empatiyi geliştirmek, cinslerin arkadaşlığını, yaşam hakkının kutsallığını, tacizin ve tecavüzün yalnızca fiziksel olmadığını, çocukların kendilerini nasıl koruyacaklarını anlatmaya ayıracak.

Sınıfından başlayarak, çalışma hayatında, idarecilikte, sosyal hayatında cinsiyet ayrımcılığına karşı olan, kadına yönelen taciz, tecavüz ve cinayetlere mazeret uydurmayan, her yıl katlanarak artan vahşiliğe karşı sorumluluk almak isteyen sendikalı-sendikasız tüm öğretmenlerimizi bu eylemliliğe davet ediyoruz.hayalimizdir. Hayal olarak kalmasın diye çalışmaya devam edeceğiz, en iyi bildiğimiz işi yaparak neslimizi EĞİTECEĞİZ…

Ayşen KOBYAOĞLU

AES Kocaeli İl Temsilciliği 

Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri"