"KAMU EMEKÇİLERİ, KENDİLERİNE REVA GÖRÜLEN BU SEFALETE BOYUN EĞMEYECEKTİR!

Bilindiği üzere 1 Ağustos’ta başlayan Sözde Toplu Sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanarak görüşmeler Hakem Kuruluna havale edilmiştir. Yetkili konfederasyon üzerine düşen tiyatroyu fazlasıyla oynayarak sorumluluğu Hakem Heyetine bırakıp meydanlardan kaçmıştı.  

Bugünden geriye Sözde Toplu Sözleşme süreçlerine ve Hakem Heyetine baktığımızda kara tablo çok iyi anlaşılmaktadır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisini ilgilendiren Sözde Toplu Sözleşmenin, Hakem Kuruluna bırakılmasını ve bu kuruldan çıkacak kararların kamu emekçilerinin mesleki, ekonomik ve sosyal haklarına olumlu yönde katkı sağlamayacağının farkındaydık.

Siyasi iktidarın arka bahçesi konumuna gelmiş sözde konfederasyon ile Sözde Toplu Sözleşme masasının çarpıklığı bilinmekteydi, Hakem Heyeti’nin bağımsız olmadığını da öğrenmiş bulunmaktayız.

Hakem Heyeti ve yetkili konfederasyon günlerdir danışıklı görüşmeler yaparak ve pazarlık etmiş gibi davranarak kamu emekçilerinin aklıyla dalga geçmişlerdir. Ancak tüm kamu emekçileri; satıcıyı, tüccarı ve noteri günlerdir oynadıkları kötü tiyatrodan tanımaktadır.

Kamu emekçilerinin zammını belirleyecek Hakem Heyeti 11 kişiden oluşurken kurulda 4 kişi sendikalardan, 7 kişi ise hükümet tarafından belirlenmektedir.  Bu haliyle pazarlık masası satış masasına dönüşmüştü. Yetkili konfederasyon her zaman olduğu gibi yine kamu emekçilerini yüz üstü bırakarak üzerine düşeni fazlasıyla sergilemiştir.

Hakem Heyeti, kamu emekçilerinin kölelik koşullarındaki yüzdelik dilimleri onaylayarak kamu emekçilerinin alın terini ve haklarını yok saymıştır.  Hakem Heyeti bağımsız olmadığını kanıtlayarak bizleri şaşırtmadı ve emek düşmanlığı ortaklığını kanıtladı.

Sözde Toplu Sözleşme masasının adaletli olmadığını bildiğimiz gibi Hakem Heyetini de adil görmediğimizi açıklamıştık. Sözde Toplu Sözleşme masasında yapıldığı gibi Hakem Heyeti Kurulu da; enflasyonu, vergi dilimlerini, açlığı-yoksulluğu, 3600 ek gösterge talebini, grev hakkını,  zam talebini, kamu emekçilerinin ekonomik, mesleki, örgütsel ve sosyal haklarını, temel gıda ürünlerini ve temel giderleri yok saymıştır.

Belirlenen söz konusu kuruldan adil kararlar almasını ve kamu emekçileri lehine kararlar çıkmasını zaten beklemiyorduk. 

Hakem heyetinin, hükümetin ilk teklifini revize ederek 2020 yılı için yüzde 4+4, 2021 için ise yüzde 3+3 zam teklifi etmesi ile hükümetin istekleri doğrultusunda bir karar çıkaracağına günler öncesinden dikkat çekmiştik.  

Yaşam şartlarının ağırlaştığı, işsizlik ve pahalılık koşullarının mutfakları kavurduğu ülkemizde, doğal gaza 1 ayda %30, elektriğe, benzine, gıda maddelerine, ulaşıma vs. fahiş oranlarda zam yapılırken, ne için kurulduğu hala anlaşılamayan Yüksek İstişare Kurulu üyelerinin maaşlarına 5'er bin lira zam yapıldığı ve buna tepki gösterenlerin "edepsiz" ilan edildiği bu günlerde, memura yapılan bu zam kamuoyu vicdanında yer bulamamıştır.

Yurttaşlarımız yoksulluk, sefalet ve işsizlikle boğuşurken 3’er 4’er maaş alan, hükümete yakın olmaktan başka hiçbir vasfa sahip olmayanlar, halka asgari ücretle ne kadar güzel geçinilebileceğini anlatsa da, onuruyla çalışan emekçi için ekmek, artık aslanın ağzında değil midesindedir.

Bilinmelidir ki kamu emekçisi, kendisine reva görülen bu haksızlığa karşı sessiz kalmayacaktır. Emekçiler, bu hadsizliğe karşı üretimden gelen gücünü de, direngenliğini de gösterecek, emeğine sahip çıkacaktır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; emekten gelen gücümüzü kullanarak kamu emekçisine reva görülen bu koşullara karşı çıkacağımızı belirtiyor, emek mücadelesinden yana olan tüm konfederasyonları birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Kocaeli İl Temsilciliği Adına
Emine ÇALIK
Eğitim İş Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı"