TÜSİAD Uluslararası İlişkiler Koordinatörü ve Radikal gazetesi yazarı Dr. Bahadır Kaleağası, Marmara Belediyeler Birliği'nde seminer verdi. Kaleağası, "İstanbul Markası ve Türkiye'nin Uluslararası Rekabet Gücü" başlığıyla sunum yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İştiraklerinden Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan ve Star gazetesi yazarlarından Hüseyin Emiroğlu’nun da katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri ve Marmara Üniversitesi İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Recep Bozlağan yaptı. Birlik çalışmaları hakkında detaylı bilgilendirme yapan Doç. Dr. Bozlağan, konuşmasının sonunda, “Napolyon’un biz sözü var: Dünya bir tek ülke olsaydı, Başkentini İstanbul yapardım. Napolyon’un bu sözü bizlere çok şey düşündürmeli. Ne kadar özel ve nadide bir şehirde yaşadığımızı bilelim ve şehrimize sahip çıkmayı görev edinelim” dedi.
“İSTANBUL’UN KENT MARKASINA, GEREKEN DEĞER VERİLMELİ”
İstanbul un önemi ve konumu hakkında açıklamalar yaparak sunumuna başlayan TÜSİAD Uluslararası İlişkiler Koordinatörü ve Radikal gazetesi yazarı Dr. Bahadır Kaleağası, Kentlilik bilinci ve çeşitli dünya kentleri hakkında genel bilgilendirme yaptı. Kaleağası, “İstanbul, güzel mi güzel; çirkin mi çirkin bir kent. Biz İstanbul’un güzel yönünü görmek istiyoruz. İstanbul, dünya kentler coğrafyasında çok farklı bir konumda. Her ülkenin on tane dünyaya açılan kenti olmuyor. Türkiye’nin İstanbul başta olmak üzere 2-3 tane dünyaya açılan kenti var. İstanbul’un, Dünya kentleri sıralamasında neden 28. Sırada sorgulamamız lazım. İstanbul’un kent markasına, en tepe yöneticilerimizden, sokaktaki insanımıza kadar; herkes tarafından gereken değer verilmeli. Çünkü kent markasına gereken önem verilirse ulusal çıkar artar; ulusal kalkınma sağlanır; AB’ye girilir; Halkın yaşam standardı yükselir; demokrasi artar. Bu halkaların hepsi zincirlemedir” diye konuştu.
“DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN VE GELİŞEN PAZAR EKONOMİSİNE SAHİBİZ”
Bahadır Kaleağası, açıklamalarının devamında, “Dünyanın en büyük gücü ve dünyaya yön veren ülke, siyasi, askeri ve ekonomik anlamda ABD’dir. Avrupa Birliği, Amerika’yı yakalamaya çalışıyor ama henüz Beyaz Saray gibi merkez yok Avrupa’da. Küresel düzenin, ticari ilişkilerinin temeli ABD-AB ilişkileridir. Ama gelişmekte olan G-20 ülkeleri, bu dengeyi yavaş yavaş bozmaktadır. Dünya ve Avrupa ortalamasında, Türkiye çok büyük bir yükselişe geçti. Bu yükseliş özellikle son yıllarda ivme kazandı. Dünyanın en hızlı büyüyen ve gelişen pazar ekonomisine sahibiz. Doğalgaz ve petrol başta olmak üzere birçok konuda kavşak noktadayız. Bu kavşağın en önemli noktası da İstanbul’dur” dedi.
Küreselleşen dünyada İngilizce öğreniminin çok önemli olduğunu söyleyen Kaleağası, Çin’de olduğu gibi Türkiye’de de ilkokul 1’den itibaren zorunlu İngilizce eğitimine geçilmesini istedi. İstanbul’a dair hayal, düşünce ve önerilerini açıklayarak sunumunu tamamlayan Kaleağası, İstanbul’un Eyfel Kulesi gibi bir simgesi ve Türkuaz, Erguvan gibi renklerle betimlenmesi gerektiğini; Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine yönelik kültürel markalar oluşturulması gerektiğini; çağdaş mimari vitrinle, İstanbul’un dünyaya açılan pencereleri ve eksenleri olması gerektiğini ifade etti. |