|
||
Kayın; “6331 iş kazalarını önlemez!” | ||
Siyaset Haberi | ||
“AKP hükümetinin 12 yıldır uyguladığı ekonomik program aslında Ecevit hükümeti döneminde Kemal Derviş’e hazırlatılan; üretimin, imalatın ve buna yönelik yatırımların belini büken programdır. Hükümet bu programla piyasaya maliyeti minimuma indirme ve düşük karlara razı olma baskısı uygulayarak enflasyonu düşürmeyi hedeflemiştir. Neticesinde enflasyon düştü fakat, küçük işletmeler dayanamayarak kapanmak zorunda kaldı, büyük işletmeler de maliyetleri düşürme yoluna giderek taşeron işçi kullanımına geçtiler. Yasal düzenlemelerle hükümet bu durumu destekledi. Alım gücü zayıf işçiler ve işçiyi önemsemeyen işveren anlayışı Türkiye’nin gerçeği haline geldi. AKP’nin son iş kazasından sonra “bu işin fıtratında var, sektörün doğasında var” açıklaması işçiye bakışını ortaya koymaktadır. İşçiler Hakkını Savunamaz Hale Getirilmiştir Sendika yöneticilerinin suistimalleri bahane edilerek,sendikacılık faliyetlerine darbe üstüne darbe vuruldu. Böylelikle işçinin kendi haklarını savunma gücü kırıldı. Türkiye’de sendikalı işçi sayısı 1970’te 2.1 milyon, 1975'te 3.3 milyon ve 1981’de 5.7 milyondur. AKP hükümeti döneminde 12 yılda çıkarılan yasalar ile işçi hakları hiçe sayılarak, işçi baskı altına alındı. 10.9 milyon toplam işçinin 1 milyonu sendikalı kalabildi. İş Güvenliği Yasası Yeniden Düzenlenmeli Çıkarılan 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasası iş kazalarını önlemede yetersiz kalmıştır. Çünkü taşeron işçi uygulamasını destekleyen hükümet işveren maliyetlerini artıracak uygulamalar yapamaz. Hükümet çıkan yasanın uygulanmasının denetiminde de aciz kalmıştır. Yasada iş güvenlik uzmanları birden çok işyerine bakabilmektedir. 50 kişinin çalıştığı çok tehlikeli bir iş kolunda iş güvenlik uzmanının tam gün çalışması gereken bir iş yerine 1 ay içerisinde yarım gün ya da 1 gün gitmesiyle bu yasadaki zorunluluklar yerine getirilebilir mi? İş güvenlik uzmanlarının çalışma usul ve esaslarındaki belirtilen sürelerde firmalara ne denli yararlı olacakları ortadadır. Bu tabloya göre yaşanan iş kazalarının faturasının iş güvenlik uzmanlarına kesilmesi doğrumudur? İşyerleri ortak sağlık güvenlik birimlerine ödeme yaparak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almaktadırlar. Ödeme aldığınız bir kurum üzerinde yaptırımınız ne denli mümkündür. İş kazalarının büyük bir bölümü mesleki yeterliliğe sahip olmayan işçilerde meydana gelmektedir. Hükümet olarak işletmelere tüm çalışanların mesleki yeterlilik belgesi olması gerektiğini söyleyeceksiniz, ama gerekli olan zemini kurmayacaksınız. Eğitim alacağı ya da hizmet alacağı bir kurumu göstermeyeceksiniz. Bu kurum bulunsa dahi verilecek olan 2 saatlik eğitimle mi işçilerin yeterliliğini sağlayacaksınız? Hatta bir çok meslek grubunun mesleki yeterlilik eğitimlerinde karşılığı yok, eğiticisi ve bu eğitimi verecek kurum mevcut değil. Çözüm Önerilerimiz; 1- İş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimlerinin görev, sorumluluk, yetki, çalışma usul ve esaslarının tekrardan gözden geçirilerek gerçekçi bir şekilde düzenlenmesi. 2- İşveren ile OSGB bağının kesilerek iş güvenlik uzmanlarının devlet tarafından ya da yine devlet tarafından OSGB aracılığı ile görevlendirilmesi. 3- İşverenlerin alacakları hizmet karşılığında ödemelerini devletin kuracağı bir havuza aktarmalıdır. Devlet bu havuzdan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti satın almalıdır. 4- Ortak sağlık güvenlik birimleri denetlenerek yeterliliği olmayanlar kapatılmalıdır. 5- İkincil denetleme mekanizması devreye sokularak belediyelere iş güvenliği denetleme görevi verilmelidir.” |
||
|
||
Etiketler: Kayın;, “6331, iş, kazalarını, önlemez!”, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.