Haber sitemize durumu ileten ve adı bizde saklı olan, kendisinin mağdur öğrenci olduğunu belirten okurumuzun yaşadığı problemleri ayrıntılarıyla dile getirdiği iletisi şu şekilde:

“DEVLET ÜNİVERSİTESİ BİLE ( KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ) BUNU YAPARSA VAKIF ÜNİVERSİTELERİ NEDEN YAPMASIN ?    

Dört yıllık Lisans eğitiminden sonra yapılan yüksek lisans, tezli ve tezsiz olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Tezli yüksek lisans yapanların amacı, akademisyenlik alanında çalışmalar yapmaktır. Tezsiz yüksek lisan yapanlar ise, genelde akademik bir çalışma yapmak yerine; belirlenen bir alanda yüksek düzeyde eğitim alarak özüne bir takım değerler katmaktır. Bu konudaki taleplerin çokluğundan dolayı devlet üniversitelerinin yanı sıra, vakıf üniversiteleri de bu alanda faaliyet göstermeye başladılar. Neden?

İŞİN TİCARİ BOYUTU VAR

Çünkü çok para kazanılıyor. İşin ticari yönünü kaçırmak istemeyen Devlet üniversitelerinden biri de Kocaeli Üniversitesi, özellikle Eğitim camiasına yönelik açılan ETPY (EĞİTİM TEFTİŞİ PLANLAMASI VE YÖNETİMİ) alanında iyi para kazanmaya başlamış ancak bu kazancının sınırını o kadar yanlış yöne kaydırmaya başlamıştır ki, insanların mağduriyetine kadar vardırılmıştır.

DEVAMSIZLIK YERİNE DERSTEN BIRAKILIYOR

Devam zorunluluğu olmasına rağmen il dışından parasını verenin kaydı yapılıp sadece sınavdan sınava çağrılıyor. Devamsızlıktan bırakmak yerine, dersten bırakılarak üniversiteye para kazandırılmaya çalışılıyor. İl içinden devam edip de hiçbir devamsızlığı bulunmayanlar da derslerden bırakılarak kişinin bir dönem daha okula katkı yapması sağlanmaya çalışılıyor.

İTİBAR ZEDELENİYOR

Ayrıca okulun içindeki çekişmelerden de öğrenciler payına düşeni almakta, idareye yakın öğretim görevlilerine branşları olmasa da, ders verilerek para kazanmaları sağlanmaya çalışılıyor. ( Eğitim istatistiğinin kendi branşı olmayan T. K.’ya verilmesi gibi ) Böylesi ciddi bir konuda Kocaeli Üniversitesi gibi ciddi bir ilim yuvasının basit çıkar beklentisi ekseninde hareket etmesi, üniversitenin olan itibarını zedelemektedir. Dolayısıyla, bir an evvel yanlıştan dönülmesi ve bu konuda da üniversitenin asli görevine dönmesi ivedilikle sağlanmalıdır.”