Haber Detayı
28 Ağustos 2019 - Çarşamba 13:15
 
KYÖD’den; ormanlarımız, kadına şiddet ve 30 Ağustos açıklaması
Kocaeli Yüksek öğrenim Derneği son günlerde yaşanan olumsuzluklar karşısında basın açıklaması yaptı. KYÖD basın açıklaması şöyle;
Güncel Haberi


Kocaeli Yüksek öğrenim Derneği olarak son günlerde toplumsal tepkiye sebep olan birkaç konuyla ilgili düşüncelerimizi sizlerin aracılığı ile kamuoyu ile paylaşmak istedik. Davetimize icabet edip geldiğiniz için öncelikle teşekkür ederim. Hoş geldiniz.

ÖLMEK İSTEMİYORUM

Emine Bulut cinayeti vahşetten tam 5 gün sonra, bir site aracılığı ile internete düşen video ile kamuoyunun dikkatini çekti ve saatler içinde milyonlara yayıldı. Hepimiz Emine Bulut’un tek isteğini, son nefesinden öğrenme acısıyla yüzleştik. Bu tanıklık toplum olarak son yıllarda hızla artan kadın cinayetlerine Emine Bulut aracılığı ile yeniden dikkatimizi yöneltmemize sebep oldu.

2019 yılında Temmuz ayı itibariyle basına yansıyan kadın cinayeti sayısı maalesef 245’dir. Eşleri, eski eşleri, nişanlıları yada yakınları tarafından yok edildi bu kadınlar ve her biri YAŞAMAK İSTİYORDU.

Kadına, çocuğa, canlıya, doğaya yönelik artan şiddet hem toplumu hem birey olarak her birimizi etkiliyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin her alanda ortadan kaldırılması ve kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemeleri içeren Uluslararası Sözleşme olan İstanbul Sözleşmesinin tam olarak uygulanmasına aslında ne kadar ihtiyacımız olduğu yukarıdaki sayılardan da anlaşılmaktadır.

Siyaset Erkinin ve Yürütmenin temel görevi vatandaşların en temel Anayasal hakkı olan Yaşam Hakkını korumaktır. Kaybedilen canın geri gelmesi ne yazık ki mümkün değil. Cinayetlerin ardından basın açıklaması yaparak günübirlik duyarlılıklarla sorunu çözmemiz de olanaklı değil. Şiddet tüm toplum için yıkıcı ve onarılmaz yaralar açıyor ve bu sorunun çözümü için Kentimizdeki tüm kuruluşları KYOD olarak göreve davet ediyoruz. Kamu ve kurumları meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları  olarak  şiddetin her türünün önlenmesi için Toplumsal Seferberlik çağrısı yapıyoruz.KYÖD bu bağlamda her türlü desteği vermeye hazırdır.

YAŞAM KAYNAĞI ORMANLARIMIZ

Maalesef bir başka canlı türüne yönelik katliamlara da şahit olduk geçtiğimiz ve içinde bulunduğumuz ay.

Ormanlarımız aslında nefes almamızı sağlayan yaşam kaynaklarımız. Yetişmesi yıllar alan ancak bir küçük ateşle çabucak yok olabilen ve yeniden yeşermesi için yine yıllar gereken…

Bu ülke her yıl yaz aylarında orman yangınları nedeniyle ciddi kayıplar yaşamaktadır. En son İzmir ilinde yaşanan orman yangını tüm ülkeyi derinden üzmüştür.

Orman yangınları ve ormanlarda yaşanan yıkımların çözümünün ormana zarar veren politikaların ortak akılla ve her türlü siyasi ve ekonomik çıkardan uzak düzenlenmesi ile geçer.

Yangınlar kadar orman kaybına neden olan en büyük uygulama; orman alanlarının madencilik, turizm, altyapı vb. tesisler için ormancılık dışı amaçlarla kullanıma tahsis edilmesidir. Ülke çapında bu amaçla yapılan tahsislerin 700.000 hektara yaklaştığını üzülerek görmekteyiz. Vahim olan ise bu tür tesisleri ekosistem bütünlüğünü bozduğu ve orman parçalanmasına yol açtığının farkına varılmamış olmasıdır.

Bir süredir kamuoyunun dikkatinde olan Kaz Dağlarında altın arama faaliyeti yürüten ALAMOS GOLD maden şirketinin faaliyeti hepimizin malumudur. Söz konusu maden faaliyetinin hem ormana, hem orman aracılığı ile ekosisteme verdiği zararı hem de altın madeninin elde ediş yönteminde kullanılan zararlı zehirli atıkların ilerde doğuracağı geri dönülemeyecek doğa kirliliğine dikkat çekmek amacıyla yerelde pek çok sivil toplum kuruluşu çeşitli yöntemlerle çaba göstermektedir.

KYÖD olarak yereldeki tüm çabaları alkışlıyor ve destekliyoruz. Kanada dünya üzerinde en çok ormana sahip ülkelerden biri ve bu konuda duyarlı bir toplumsal ve siyasal yapıya sahip. Kanadalı bir şirketin Türkiye’deki orman ve dünya eko sistemine verdiği zararın oradaki sivil toplum kuruluşlarına duyurulması ve Kanada’dan da bu meseleye bir toplumsal duyarlılık geliştirilmesi amacıyla bir mektup yazdık. Bu mektubu Kanada Devletinin Çevreden sorumlu birimlerine ve Kanada’da Çevre konusunda çalışma yürüten 25 sivil toplum kuruluşlarına mail olarak gönderiyoruz ve onları da bu meselede duyarlılık ve desteğe davet ediyoruz. Mektup metni Türkçe ve İngilizce olarak hazırlandı. Hem metni hem de gönderi mail adreslerini ekte bilginize sunuyorum.

Gelen geri dönüşleri de yine sizlerin aracılığı ile kamuoyu ile paylaşacağız.

BÜYÜK ZAFER

Mustafa Kemal Atatürk, bugün 97’nci yıldönümünü kutladığımız 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’i, 1924 Dumlupınar konuşmasında şöyle anlatıyordu.

“Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Türk Devleti’nin,  genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”

KYÖD olarak bu kutlu mücadelede kanlarını akıtan şehit ve gazilerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Her birini rahmet ve şükranla anıyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin sonsuza dek var olması ve gelecek kuşaklara daha iyi koşullarda yaşanabilir bir Türkiye bırakabilmek için elimizden gelen tüm çabayı göstermeye söz veriyor ve üyelerimizin hemşerilerimizin ve tüm ülkenin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyoruz.

Tekrar katılımınızdan dolayı teşekkür eder, tüm basın çalışanları ve kent halkına saygılarımı sunarım.

KYÖD Yönetim Kurulu

Ek:

Kaz Dağları konusunda Kanada Devletinin Çevreden sorumlu birimlerine ve Kanada’da Çevre konusunda çalışma yürüten 25 sivil toplum kuruluşlarına mail olarak gönderdiğimiz mektubun Türkçe ve İngilizce metinleri ve iletilen mail adresleri

Değerli Kanadalı Sivil Toplum Gönüllüleri

Sanıyoruz ki 2004 yılında dünyaca ünlü oyuncular Brad Pitt ve Orlando Bloom’un başrollerinde oldukları Troy filmini izlemişsinizdir. Dünya medeniyet tarihinin destansı hikayelerinden birisi olan ve bu yapıtta anlatılan meşhur Truva Savaşı hikayesinin yaşandığı coğrafya bugün Türkiye sınırlarında bulunan Çanakkale şehridir. 

Bu bölgenin dünya tarihi açısından bir diğer önemi de 1915 ve 1916 yıllarında yaşanmış olan ve 1. Dünya Savaşının dönüm noktalarından birisi olan Çanakkale Savaşlarının cereyan ettiği coğrafya olmasıdır. Bu savaşlara İtilaf Kuvvetleri bünyesinde Kanada bandıralı Royal Edward, Royal George ve Empress of Britain adlı üç lojistik ve ikmal gemisi de katılmıştır. Yaklaşık iki sene boyunca bölgede savaşan Kanadalı askerlerin ülkelerine döndükten sonra; bölgenin güzelliğinden ve  kendileri gibi centilmence savaşan Türklerin cesaretinden etkilendikleri için bu bölgeden birçok ismi ülkeniz coğrafyasına taşımışlardır. Anzak ya da Helles Cove isimli gezi ve balıkçı teknesi isimlerine ülkenizde ilerleyen yıllarda sıklıkla rastlanmıştır. Newfoundland eyaletinizin Burgeo ve Grey River limanları arasında bugün hala çalışmakta olan feribotunuzun ismi olan Gallipoli de Çanakkale’nin Gelibolu bölgesinden ismini almıştır. Savaşa bireysel gönüllülükler haricinde resmi bir birlik olarak katılan 1076 Newfoundland alayının çıkartma yaptığı Suvla Körfezi adına ülkeniz tarihinde bir hatıra pulu da basılmıştır. Sosyal iletişim o boyuta ulaşmıştır ki Newfoundland eyaletindeki şehirlerinizde Suvla Street, The Dardanelles Street, Suvla Road gibi ismini Çanakkale bölgesinden alan birçok cadde ve sokak bulunmaktadır. Çanakkale Cephesi, Ontario Eyaletindeki Hamilton şehrinde bulunan Westinghouse fabrikasının duvarında; 1. Dünya Savaşında hayatını kaybeden askeri mühendislerin anısına asılmış olan plakada da, hayatını kaybetmiş Kanadalı askeri mühendislerin yer aldığı cepheler arasında sayılmaktadır. Alberta Eyaletindeki Lake Waterton Milli Parkında Bosphorus ve Dardanelles isimli iki küçük boğaz ve Gallipoli isminde küçük bir yarımada bulunmaktadır. Quebec’teki Dardanelles bölgesi, Gallipoli Gölü, Ottoman Gölü, Ontario’daki Dardanelles Geçidi, British Columbia’daki Dardanelles Deresi ve Dardanelles Gölü gibi bir çok nokta da isimlerini ; iki millet arasındaki bu talihsiz başlayan ama saygı çerçevesinde şekillenen bir dostluktan almaktadır.

Öte yandan etkileşim sadece isimler ve hatıralarla sınırlı değildir. Günlük hayatta kimi durumları betimlemek için kullanılan “Canada’s Gallipoli” “Dieppe Raid, Canadian Gallipoli” gibi deyimler de mevcuttur. İsminde Gallipoli olan sivil toplum kuruluşlarınız bugün halen daha ülkeniz çapında yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarınıza sosyal destekler sunmaktadır. 

Geçtiğimiz yüzyılın diplomasi geleneklerinin şekillenmesinde ve bugünün dünyasında “kamu diplomasisi” olarak tanımlanmış olan “halklar arasında iyi ilişkiler” olarak özetlenebilecek olan yaklaşımın temellerinin atılmasında Kanadalı ve Türklerin karşı karşıya geldikleri cephelerdeki centilmence tutumlarının rolü son derece önemlidir. Çanakkale’de savaşmış olan Kanadalı asker John Gallishaw “Türkler asla cenaze törenlerinin yapıldığı yerlere ateş açmadı. Hatta keskin nişancılar tarafından vurulan ve birliğine dönemeyen askerlerimizin, ateş hattında kaldıklarında,  geceleyin yaralarının sarıldığını ve yanlarına şu ile yiyecek bırakıldığını hikayelerini birinci ağızlardan dinledik. En kızdırdığımız anlarda bile Türkler Kızılhaç’ın öldüğü bölgeye ateş açmadı, yaralılarımıza asla kötü muamele etmedi. İşte bu yüzden Türk askerine saygı duyduk” notunu günlüklerinde yazmıştır. Yine benzer bir tespiti o dönem Toronto Star gazetesindeki demecinde Kanada’nın Winnipeg şehrinden savaşa katılan Teğmen A. F Harwey, “Türkler savaşın kurallarına uyarak centilmence çarpışıyor. Batı cephesinden duyduklarımla Gelibolu cephesinde yaşadıklarımı karşılaştırırsam eğer Flanders cephesi bir cennet olmalı” sözleriyle aktarmıştır. 

Bu savaşlarda Türk ordularının komutanı olan ve sonrasında modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk, cephede hayatını kaybeden ANZAC askerleri için 1934 yılında yayınladığı mektupta “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır” cümlelerini sizlere ithaf etmiştir. Bugün bizler için tarihi bir kesişim noktasında devletler, siyasetler ve çetrefilli ekonomi-politik anlayışlar sebebiyle hayatını kaybetmiş olan tüm insanlar birlikte ebediyete gittikleri yolculukta karşı taraflarda değil; insanlık adına aynı saftadırlar.

Barışı öncelemek, kamu diplomasisi ile milletler arasında sağlıklı iletişim kanalları oluşturmak,  salgın hastalıklarla ve felaketlerle mücadele etmek, eğitim hakkından tüm dünya çocuklarının ve kadınlarının yararlanmasını sağlamak, sağlık hizmetlerine tüm dünya vatandaşlarının eşit ve sorunsuz bir şekilde erişmesini sağlamak, temiz su ve hijyen için gelişememiş coğrafyalara destek olan çalışmalar yapmak, kimlik odaklı terörü dünya çapında durdurarak kadınların ve çocukların bu yapılardan gördüğü zararları ortadan kaldırmak, yerel kalkınma çalışmalarına destek olmak, dezavantajlı gruplara yardımcı olmak, silahlara harcanan paraların eğitim, sağlık, kadınlar, çocuklar ve gençler için harcanmasını teşvik etmek gibi insani bir takım amaçlarla; devletler ve şirketlerin ötesine geçerek sadece insan odaklı bir şekilde, bireylerin gönüllülük esasına dayanarak çalışmalarını yürüten sivil toplum gönüllüleri olarak, dünyanın iki uzak noktasında yer alan sizler ve biz yine tarihi bir dönüm noktasında bu sefer aynı safta yer alarak dayanışma göstermeliyiz. Bugün sizlere tarih öncesi çağlardan, geçtiğimiz yüzyılın büyük trajedilerinden süzülerek gelmiş bir dostluk hikayesi çerçevesinde ulaşmamız ve destek istememizin nedeni, tarihi Çanakkale bölgesinin hayati bir durumda kalmış olmasıdır. 

Ülkeniz menşeili bir madencilik şirketi olan Alamos Gold, Çanakkale’nin doğa harikası güzelliklere sahip olan Kaz Dağlarında altın arama faaliyetlerini sürdürmektedir. Yaklaşık olarak 200 bin dolayında ağaç kesilmiş durumda ve topraktan altının süzülmesi sürecinde siyanürlü tank metodu uygulanmaktadır. Ülkemiz kamuoyunda bu konuyla alakalı olarak çok büyük bir farkındalık oluşmuştur. Günlerdir on binlerce insan “vicdan nöbeti” adlı bir eylemde Kaz Dağlarında bulunmaktadırlar. Modern Türkiye’nin küresel çapta büyük sanat ve düşünce insanları da bu kitlesel eylemlere destek vermektedirler. UNESCO İyi Niyet Geçmiş Dönem Elçilerinden ve Genel Müdür Danışmanlarından olan yazar, şair ve yorumcu Zülfü Livaneli, dünyanın yaşayan en büyük piyano virtüözlerinden olan Fazıl Say, sinema yönetmeni Ezel Akay, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı gibi Türkiye’nin önemli isimleri bu eylemlere destek vermekte ve yapılan maden arama ve çıkarma çalışmalarının ivedilikle sonlandırılmasını talep etmektedirler.

İnsandan yana projeleri, devletler ve şirketlerin ötesinde insanların kendi özgür iradeleriyle iyilik için çalışmalar yaptığı sivil toplum gönüllülerinden oluşan insanlık ailesinin fertleri olarak sizlerden ricamız bu konuda ülkenizdeki yetkili kişi ve kurumlara yönelik farkındalık çalışmamıza destek olmanız; ormanları, doğal hayatı ve bölgede yaşayan insanların geleceğini büyük ölçüde riske sokan bu çalışmaların durdurulması konusunda bize destek olmanızdır. Bayrağında bir ağaç yaprağı bulunan, ülkesi sınırlarında ağaçların kesilmesine karşı katı kanuni düzenlemeleri olan siz Kanadalı dostlarımızın bu konuda bizlerin hassasiyetini anlayacağına ve destek olacağınıza inancımız sonsuzdur. Tarihi bir çerçevede konuyu aktardığımız üzere bazı durumlarda devletler, şirketler ve siyasetçiler arasındaki ilişkiler ve bunların sonuçları yarının dünyasını hesap etmeden yapılabilmektedir. Ancak halklar bu zorlu koşullardan bile birbirlerine sevgi ve saygı duyarak çıkmayı başarmaktadırlar. Türkiye ve Kanada halklarının arasındaki bu köklü ve saygın ilişkinin; sivil toplum ve insanlık değerleri ve misyonu çerçevesinde bugün yaşanan trajedi karşısında el ele başarıya ulaşacağına inanmaktayız.

Sizlerden ricamız, ülkenizdeki sivil toplum kuruluşları olarak bizlere destek olmanız, kamu kurumları, sivil toplum yapıları, şirketler ve devlet dışı organizasyonların ülkenizdeki birimlerini bu konuda uyararak; doğaya kalıcı hasarlar verecek olan bu sürecin durdurulması noktasında bizlere yardım etmenizdir. 

                                               ***************************

Dear Volunteers of Canadian Civil Society,

We presume that you have seen ‘Troy’, the movie starring Brad Pitt and Orlando Bloom, the worldwide known actors. The story is about the Trojan war, which is one of the most legendary stories of all times and Çanakkale, where this war took place, today lies within the borders of Turkey.

Another important aspect of this region in terms of world history is the geography in which the Dardanelles Wars took place in 1915 and 1916, one of the turning points of the First World War. These battles were joined by three Canadian logistical and supply vessels, Royal Edward, Royal George and Empress of Britain. After the Canadian soldiers who fought in the region for about two years returned to their countries, they carried many names from this region to their own country, because they were affected both by the beauty of the region and  by the courage of the gentlemanly fighting Turkish soldiers.

Anzac or Helles Cove cruise and fishing boat names are often found in your country in later years. Gallipoli, the name of your ferry that is still running between Burgeo and Gray River ports of your Newfoundland state, is named after Gallipoli of Çanakkale. In addition to individual volunteering, a commemorative stamp has been issued in the history of your country under the name of the Gulf of Suvla by the 1076 Newfoundland regiments, which participated as an official unit.

Social communication has reached such a dimension that your cities in Newfoundland ended up in having many streets, whose names were named from the region of Çanakkale, just like Suvla Street, The Dardanelles Street and Suvla Road. Çanakkale Front is also mentioned in the remembrance plate in memory of the military engineers who lost their lives during the First World War, located on the wall of the Westinghouse factory in Hamilton, Ontario, as one of the fronts, where Canadian military engineers fought. Lake Waterton National Park in Alberta State has two small gorges, Bosphorus and Dardanelles, and a small peninsula called Gallipoli. The Dardanelles region in Quebec, Lake Gallipoli, the Ottoman Lake, the Dardanelles Pass in Ontario, the Dardanelles Creek and Dardanelles Lake in British Colombia are some examples of the spots named after an unfortunate encounter of these two nations in the history, but they also carry the traces of a respectfully established friendship afterwards.

On the other hand, the interaction is not only limited with names and memories. There are also idioms like “Canada’s Gallipoli”,“ Dieppe Raid, Canadian Gallipoli” that are used to describe specific situations in the daily life. Today, your non-governmental organizations that are named after Gallipoli, offer social support to citizens who need help throughout your country.

The role of the gentlemen's attitudes towards the fronts of the Turks and Canadians  is crucial in shaping the diplomatic traditions of the past century and laying the foundations of the approach that can be summarized as “good relations between the peoples”, which is defined as “public diplomacy” in today's world. John Gallishaw, a Canadian soldier who fought in Çanakkale, said: “The Turks never opened fire on the places where the funerals took place.

We even heard stories of our soldiers who were shot by Turkish snipers and who could not return to our troops and remained under the firing line. Their wounds were bandaged and water and food was left with them. Even in the most annoying moments, the Turks never opened fire on the area where the Red Cross died, never mistreating our wounded. That is why we respected the Turkish soldier.” Lieutenant A. F Harwey, who joined the war in Winnipeg, Canada, said in a statement in the Toronto Star newspaper, “The Turks collide gentlemanly by following the rules of the war. If I compare what I have heard on the Western front and what I have experienced on the Gallipoli front, the Flanders front must be a paradise.”

Mustafa Kemal Atatürk, the commander of Turkish army in these wars, and later on the founder of the modern Republic of Turkey, wrote a letter dedicated to ANZAC soldiers, who lost their lives in the fronts during the war and the letter was published in 1934. It was saying; “The heroes who shed their blood in this country's soil! Here you are in the land of a friendly country. Sleep in peace and tranquility. You, sleep side by side with our Mehmetçik (Turkish soldiers). The mothers who sent their sons from far away land! Relieve your tears. Your sons are in our bosom. They will rest in peace and sleep comfortably. After they gave their lives in these lands, they became our sons.” For us today, all people who have lost their lives because of states, politics and complicated economic-political approaches at a historical intersection are not on the opposite sides in their journey to eternity; instead they are on the same side in the name of humanity.

We as civil society volunteers from two distant parts of the world, who go beyond the states and corporations in a human-centered manner, on the basis of individuals' volunteering in areas like; prioritizing peace, to establish healthy communication channels between public diplomacy and nations, fighting against epidemics and disasters, ensuring that all children and women of the world benefit from the right to education, ensuring that all world citizens have equal and trouble-free access to health care, supporting the underdeveloped areas for clean water and hygiene, eliminating the harm that women and children suffer from identity-oriented terrorism by stopping it worldwide, supporting local development efforts, helping disadvantaged groups, and promoting the expenditure of money on weapons for education, health, women, children and young people; we must show solidarity at this historical point as well. The reason why we reach you today in the framework of a friendship story that has come from prehistoric times and from the great tragedies of the last century is that the historical Çanakkale region is in a vitally important situation.

Alamos Gold, a mining company originating in your country, continues its gold exploration activities in the Kaz Mountains, which have natural beauties in Çanakkale. Approximately 200 thousand trees have been cut down and cyanide tank method is applied in the process of infiltration of gold from the soil. There has been a great awareness in the Turkish public opinion on this issue. For days, tens of thousands of people have been involved in an action called “seizure of conscience” in the Kaz Mountains. The great artists and modern thinkers across the globe are giving support to Turkey in this mass action.

Writer, poet and commentator Zülfü Livaneli, a UNESCO Goodwill Past Ambassador and Advisor to the General Manager, Fazıl Say, one of the world's largest living piano virtuosos, film director Ezel Akay, historian Professor. Dr. İlber Ortaylı, who are among the most important figures in Turkey have demanded the immediate termination of the exploration and extraction activities, by providing support to these actions.

We as members of the family of humanity, as civil society volunteers participating in humanitarian projects for our own free will and acting beyond the states and corporations, kindly ask you to support our awareness-raising efforts for the competent people and institutions in your country; to stop these activities which puts the forests, the natural life and the future of the people living in the region in a great danger.

We believe that you, our Canadian friends, who have a tree leaf in the flag and who have strict legal regulations against the cutting of trees at the borders of their country, will understand and support us in this regard. In a historical context, in some cases, relations between states, companies and politicians, and their consequences, can be made without considering the world of tomorrow. However, even in these difficult conditions, peoples are able to emerge with love and respect for each other. This well-established and reputable relationship between the peoples of Turkey and Canada; We believe that we will achieve success hand in hand in the face of today's tragedy within the framework of the values and mission of civil society and humanity.

We kindly ask you to support us as non-governmental organizations in your country, by warning the units of public institutions, non-governmental organizations, companies and non-state organizations in your country; and to help us to stop this process which will cause permanent damage to nature.

Kanada Devletinin Çevreden Sorumlu Birimleri

ec.media.ec@canada.ca 

ec.enviroinfo.ec@canada.ca

ESRD.Info-Centre@gov.ab.ca

mgi@gov.mb.ca

elg-info@gnb.ca 

info@gov.nl.ca 

emc@gov.ns.ca 

environment@gov.nu.ca 

info@mddep.gouv.qc.ca 

centre.inquiry@gov.sk.ca 

environmentyukon@gov.yk.ca

Kanada Sivil Toplum Kuruluşları

chair@rcen.ca 

secretary@rcen.ca 

nsenvironmentalnetwork@gmail.com 

p2@planetfriendly.net 

info@GoodWork.ca 

cnhhe-rcshe@nb.lung.ca 

info@conservationontario.ca 

info@ecologyaction.ca 

ctunnacliffe@ecojustice.ca 

communications@ecojustice.ca 

info@environmentaldefence.ca 

info@earthday.ca 

iclei.ws@iclei.org 

climate.center@iclei.org 

nature@natureconservancy.ca 

simond@pembina.org 

pprobe@pollutionprobe.org 

mahmad@wwfcanada.org 

info@cpaws.org 

nhattan@climateactionnetwork.ca

tracy@cela.ca 

articling@cela.ca 

tith@ccic.ca 

info@acp-cpa.ca 

info@ecoforestry.ca

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: KYÖD’den;, ormanlarımız,, kadına, şiddet, ve, 30, Ağustos, açıklaması,
Haber Videosu
Yorumlar
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
81
68
1
3
26
30
2
Fenerbahçe
79
79
1
4
25
30
3
Trabzonspor
49
51
11
4
15
30
4
Beşiktaş
46
40
12
4
14
30
5
Kasımpasa
43
53
11
7
12
30
6
Başakşehir
42
38
12
6
12
30
7
Rizespor
42
36
12
6
12
30
8
Antalyaspor
41
35
9
11
10
30
9
A.Demirspor
39
46
9
12
9
30
10
Alanyaspor
39
38
9
12
9
30
11
Sivasspor
38
36
10
11
9
30
12
Kayserispor
36
36
11
9
10
30
13
Samsunspor
36
35
14
6
10
30
14
Ankaragücü
33
36
11
12
7
30
15
Hatayspor
33
36
11
12
7
30
16
Konyaspor
33
31
11
12
7
30
17
Gaziantep FK
31
34
15
7
8
30
18
Karagümrük
30
34
14
9
7
30
19
Pendikspor
29
34
15
8
7
30
20
İstanbulspor
13
22
20
7
3
30
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı