“Bilgi edinme kapsamında yeni öğrendiğimiz bir konu üzerine, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün, emrindeki "idari personel" ile "Eğitim Öğretim Personeli" arasında yapmış olduğu "idari tasarruf" uygulamasında, Anayasamızın başlangıç ilkelerinden biri olan "Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu" ilkesine denk düşmeyen bir uygulamaya imza attığını, kamuoyuna duyurmak istiyoruz. 

İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün bildiği üzere, Gölcük İlçesi Değirmendere Hacı Halit Erkut Lisesi Öğretmeni Ayşin Necla NARİN"in, Kocaeli İdare Mahkemesine açtığı dava dosyasından, bilgi edinme kanunu gereğince edindiği müfettiş ön ve kesin raporundan anlaşıldığı üzere, soruşturmacının okulda yaşanan olumsuzluk nedeniyle, üyemizle birlikte okul Müdürü Hayrettin KARAÜZÜM"ün de "görev yerinin değiştirilmesi gerektiği" yönünde teklifte bulunduğu, ancak Müfettişin üyemizle ilgili "görev yeri değişikliği" teklifini uygun bulan idare, okul müdürü ile ilgili olan teklife uyan bir işlem yapmamıştır. 

Şimdi biz EĞİTİM-İŞ olarak da ister istemez soruyoruz idaremize: PEKİ BU AYRIM NEDEN? Adı geçen müdürümüzü koruyup da kollayan ve de gücünü Anayasamızın "hakkaniyet ve eşitlik ilkesi"nden değil de, başka bir güçten alan bilmediğimiz bir başka güç mü var acaba? Oysa gerek ön ve gerekse kesin rapordaki gerekçeler gayet açık seçik bir gerçekliktir! Ve de bu "açık-seçik yalın gerçekliği" biz değil,"22.02.2013 tarih,91858853-663.07.00.00/12-14" sayılı "Müfettiş İnceleme Raporu " söylüyor : "A) DİSİPLİN YÖNÜNDEN: ..........,Hayrettin KARAÜZÜM"ün Tevhiden-İHTAR- ile tecziyesinin, B) İDARİ YÖNDEN : Okul Müdürünün idareci olarak, öğretmenler arasında birlik ve dayanışmayı sağlayamayışı, öğrenciler ve öğretmenler üzerinde otorite tesis etmekte zorlandığı, azımsanmayacak sayıda velinin okula ve okul idaresine karşı (kırgın-küskün-üzgün) hasmane bir tavır olmaları gibi sebeplerle, adı geçen okul müdürünün bu kurumdaki "yöneticilik" görevinde daha fazla kalmasının son derece sakıncalı olacağı, bu durumda; okulun başka olaylara gebe bulunduğu, Okul Müdürü nün bu kurumda idareci olarak kalması halinde okulu etkileyen ve çevreye de yansıyan bu huzursuzlukların artacağı, ileriye yönelik olarak kurumda telafisi mümkün olmayan problemlerin çıkacağı, şu anda bile ilgili okul müdürü ve öğretmenin karşılıklı olarak birbirlerini şikayet etmeye devam ettikleri, dikkate alındığında, okul Müdürü nün 5442 Sayılı Yasanın 8/C maddesi gereğince okul Müdürlük görevi üzerinde bırakılarak il içerisinde her hangi bir Orta Öğretim Kurumuna Müdür olarak atanmasının, ...." diyerekten! 

Hal böyleyken, adı geçen okul Müdürünün halen daha görevi başında bulunmasını anlayabilmiş değiliz! Ve bunu da hiç kimse bize "İDARİ TASARRUF", ve ya "İDARİ TAKDİR" olarak açıklayamaz! EĞİTİM-İŞ KOCAELİ ŞUBE olarak son sözümüz o ki, "İki tarafı olan sorunlarda "tek taraflı İdari Tasarruf" olamaz ve bu konunun da takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz!

Eğitim-İş Kocaeli Şubesi Adına              

Bilal ŞENER”