Haber Detayı
15 Mayıs 2007 - Salı 00:00
 
RÖPORTAJ: AKP Körfez İlçe Başkanı Engin Koyun
Röportaj Haberi


  Seçime çok yaklaştığımız bu günlerde siyasi partilerle yaptığımız röportajların sonuncusunu Ak Parti Körfez İlçe Başkanı Engin Koyun ile gerçekleştirdik. İktidarınız süresince ilk akla gelen icraatlarınız nelerdir? 

2002 yılı öncesini iyi hatırlamamız lazım. Ben uzun yıllardır Körfez’de esnaflık yapıyorum. Olaya ilçe başkanlığından çok vatandaş gözüyle bakmak gerekiyor. 2002 öncesi ülkede ciddi bir iktidar krizi, koalisyonda yönetimin çok zaaf olduğu bir dönem. Başarısız bir süreç, gerek iç politika gerekse dış dünyada özellikle Avrupa’nın olsun, Amerika’nın olsun ve doğu bloğu ülkelerinin olsun Türkiye’ye bakışının çok eksi olduğu, kredisi bitmiş yani iflas etmiş bir esnaf gözüyle bakılıyor. Bir IMF’nin tamamen hegemonyası altına düşmüş dışarıda temsil niteliği olmayan, iç politikasıyla olsun, ekonomisiyle olsun, ticaretiyle olsun veya çeşitli bağlantılarıyla olsun güvenin bittiği bir süreç.  

Krizin Amerika tarafından AKP’yi iktidara getirmek için kurgulandığı söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Şimdi belki onu savunabiliriz, olabilir ama iktidarlar ülkenin her şeyinin bir nevi sorumlusu. Vatandaş, halkımız yetki vermiş, % 18, % 21, % 11’le üç partiyi % 51’le iktidar olmuş halk hareketi bunun karşısında durması gerekiyor. Şu an Amerika yok mu? Avrupa yok mu? Veya doğu bloğu ülkeleri yok mu? Bugüne bakıyorum komşularla işler tamamen bitmiş. Nitekim istikrarın sona vurduğu bir süreç olarak ben hep dillendiriyorum. Ne oldu da bir anda değişim oldu. Tek başına iktidar olmanın istikrarı. Tabi AK Parti tek başına iktidar olmanın imkanlarını çok iyi kullandı.  

Ekonomik krizi çözdük diyorsunuz ama Derviş politikalarının bir uzantısı olduğu söyleniyor, ne dersiniz? 

Tabii bende size katılıyorum o konuda.  

Ne gibi sorunları çözdünüz, biraz onlara değinir misiniz? 

En önemli sorunlardan biri Türkiye’de eğitim. Bir ülkenin kalkınmasıyla ilgili en önemli sorun eğitimdir. Eğitimi bozuk bir ülke hiçbir zaman muvaffak olamamıştır, başarılı olamamıştır. Bizim de gerek bakanlarımız, milletvekillerimiz gerekse bunun başında başbakanımız ülkenin kalkınmasında ki sorunlardan bir tanesi Milli Eğitim, ikincisini sağlık olarak görmektedirler. 

Bu sorunları çözdünüz mü?   

Şu anda Milli Eğitim çözülmedi. İstediğimiz gibi değil ama geriye baktığımızda gelinen nokta da çok önemli bir noktadır. 

Eğitim konusu açılmışken iktidarınız öncesinde vaat ettiğiniz iddia edilen başörtüsü ve imam hatip sorununu çözdünüz mü? Çözüm aşamasında mısınız? Yoksa seçimden sonraya mı bıraktınız? 

Biz hiçbir zaman seçimlerden önce “başörtüsünü gelip çözeceğiz” diye söz vermedik, iyi hatırlayın. Yani geleceğiz, herkesin başını kapatacağız, yok böyle bir şey.  

Diğer partilerin ifadesiyle sözünüz olduğu sürekli söyleniyor.

Yok, hayır, hayır. Ne başbakanımız, ne bakanlarımız, ne biz hiçbir zaman söz vermedik. Başörtüsü AK Partinin, hükümetin sorunu değil, ülkenin sorunu. Bu gerekse CHP’liyle, MHP’liyle, DYP’liyle her bir kadrosuyla çözülecek. Yani ülkenin kanayan yarası bu. Tek başına iktidarın bunu çözme şansı yok. İnanıyorum ki zamanla başörtüsü sorunu kendiliğinden çözüleceğine inanıyorum. Ne zaman olur? Bunu biraz zamana bırakmak lazım. Çünkü onunla ilgili bir sözümüz yok. Ama çözülmesi gereken önemli konu. 

Müdür atamalarının arkasında sizin olduğunuz iddia ediliyor. Milli Eğitim üzerinde çok etkili misiniz? 

Şimdi şunu söyleyeyim. Bu atama genelgesi ne zaman çıktı? Cuma günü çıktı, cumartesi, Pazar iki gün tatil, pazartesi listeler istendi. Yani bir gün kullanma şansınız var. Salı günü listeler gitti. İki tane sendikadan bizi aradılar. Böyle, böyle bir talebimiz var, ben dedim ki, bu konuyla ilgili açık ve net konuşayım. Körfez’de Milli Eğitim Müdürü vardır, orada. Müdür Körfez’deki eğitimle ilgili sorunları, kim başarılı başarısız iyi biliyor. Milli Eğitim Müdürü gereğini yapsın. Aradım buradan müdürü siyasi olarak bir baskımız olmayacak, isimler üzerinde bir tercihimiz olmayacak, tamamen yetkiyi, tercihi size bırakıyoruz. Burada Belediye Başkanımız var, biz varız, milletvekilimiz var. Hiçbir tane okul müdürlüğü ile ilgili inanır mısınız, “şu adam okul müdürü olsun, şu olmasın” diye bir talebimiz olmadı. Biz nezaketen bizi arayanlara yön göstermişizdir.  

Sendikalar sizi ziyaret etmedi mi? 

İki sendikadan bize geldiler, doğrudur. Bu konularla ilgili yardım istediler.  Biz gelen arkadaşları Milli Eğitim Müdürümüze havale ettik. Milli Eğitim Müdürü de inanıyorum ki hatta Türk Eğitim-Sen’den gelen arkadaşlarımız bir ayrımcılıktan bahsedince listeye baktım ki baya Türk Eğitim-Sen’den, Eğitim Bir-Sen’den, Eğitim-Sen’den şu anda vekil olup ta müdürlük kadrosu gelecek arkadaşlar var. Kaldı ki biz sendika ayrımı da yapmadık, neden yapmadık? Yapmayız da daha doğrusu. Bize Türk Eğitim-Sen’den olsun, Eğitim-Sen’den olsun, Eğitim Bir-Sen’den olsun o kadar oy veren seçmen var ki. Bize oy vermemiş olsa bile eşi, kardeşi de bize oy vermez diye görmüyoruz. Bunu böyle değerlendiriyoruz. Buradaki sendika başkanları gayet iyi bilir. Bizim siyasi olarak hiçbir sendika için “bu bizim temsilcimizdir”  demiyor,  partimizin şu sendika aleyhimizde veya lehimizde olduğunu kabul etmiyoruz doğrusu. Türk Eğitim-Sen’e ziyaretimde arkadaşlara söyledim; “Bakın arkadaşlar, partimiz adına sizlere bir baskı olursa, okullarla ilgili bir şey olursa bilgimiz olsun” dedim. Yani şu anda sendikalarla ilgili bir sıkıntı çekmiyoruz. Samimiyetimle söylüyorum, bir ayrımımız olmaz. Direk şu adam şuraya müdür olsun diye müdahalemiz olmadı.  

Biz karışmadık Milli Eğitim Müdürü liyakate göre mi yaptı diyorsunuz? 

Tabi tabi. Beni aradı ne diyorsunuz diye, siyaseten alışılagelmiş bir siyaset tabi. Bende arkadaşlara söyledim. Bu işin Milli Eğitim Müdürü vardır, orada Kaymakam bey vardır. En iyi şekilde değerlendireceklerini biliyorum. Özellikle Türk  
Atama Genelgesini nasıl buluyorsunuz? Liyakata göre olmadığı milli eğitim müdürlüklerine bırakıldığı eleştirileri var?  

Buradaki Milli Eğitim Müdürü’ne güvenmek zorundayız. Milli Eğitim Müdürümüz ve Kocaeli’de eğitimde başarılıdır.  

Körfez vekil olarak mı idare ediliyor? 

O arkadaşımız vekil şu anda. Yalnız diğer illere göre baktığımız da Türkiye genelinde Kocaeli OGS’de dördüncülüğü yakalamış. Geçen listeye baktım, eğitimde Kocaeli başarılı bir il. Körfez’in de Kocaeli’de ki sıralamada ikinci olduğunu biliyorum. 

Körfez’i başarılı bulduğunuzu söylüyorsunuz ama eleştiriler de hiç bitmiyor?  

Başarılı buluyoruz, tabi bu Milli Eğitim Müdürü’nden kaynaklanmıyor, bütün öğretmen arkadaşlardan, eğitimci arkadaşlardan kaynaklanıyor. Biz bunu bütün olarak değerlendiriyoruz. Genele de baktığımızda Körfez eğitimde başarılı. 2002 yılından bugüne kadar yapılan okul, cumhuriyet tarihinde yapılmamıştır. Artık 3 kişi bir sırada oturmuyor. Rahat ortamda çocuklar, okullar o kadar modern ki spor salonları var, bilgisayar sınıfları var.  

Aslında iyi de destek görüyorsunuz, örneğin TV kanalları sınıf ve okul yapımı konusunda kampanyalar düzenliyorlar. 

Eğitime % 100 katkı kampanyasında Türk iş adamlarımız sağ olsunlar. Bununla ilgili hakikaten çok güzel uygulama yaptı hükümet. % 100 eğitime verdiği parayı vergiye saydı. Ne oldu hem hayırsever vatandaş okulu yaptı, hem de tabelasını astı, reklamını yaptı, onu da onurlandırmış olduk.  

Özelleştirme politikalarınızda çok eleştirildiniz, sat-kurtul mantığıyla yapılıyor eleştirilerine bir yanıtınız olacak mı? 

Şimdi şöyle bir şeyi de düşünmek lazım. Bu özelleştirilen mal hepimizin malı. Bu ülkenin malı, yani milli servet. Bunu bir defa böyle görmek lazım. Ama özelleştirilen yer eğer değerinin çok çok üzerinde, hak ettiği değerin üzerinde satılıyorsa, mevcut konumu zarar ediyorsa ben özelleştirmeden yanayım. Tüpraş’a bakıyorum, daha önce 1,5 milyar dolara satılacakken 4,5 milyar dolara % 51’i gitti değil mi? Seka’yı hatırlayalım, olağan üstü zarar eden, kaderine terk edilmiş, bir an önce biri gelsin de bizi kurtarsın anlayışıyla yönetilen bir yer. Gelinen noktada oranın kapatılmasının doğru olduğunu düşünüyorum.  

Seka’nın kapatılmasını faydalı görüyorsunuz  öylemi? 

Tabii ki faydalı. Seka’nın o şekliyle kapatılmasını faydalı görüyorum. 

Sekapark için harcanan 80 milyon doların yarısının bile Seka’nın revizyonu için harcanması durumunda Seka’nın şu anda yaşayabilecek durumda olması eleştirilerini yanıtlar mısınız?  

Seka mevcut yeri ve çalışma sistemiyle beraber ne olursa olsun para kazanmaz. Bir defa sanayi şehrin göbeğinde kalmış. Seka kurulduğunda belki şehrin dışındaydı ama şu anda mevcut konumuyla beraber her şeyi eskimiş, makineleri bitmiş, tesis bitmiş, artık orası tamamen siyasilerin rantı haline gelmiş bir yer. Tüpraş, İgsaş, Seramik, Petkim hep siyasilerin rantı olmuş. “Hamili yakınımdır, git işe başlasın” anlayışıyla beraber gelen sıkıntının bedelini ödedik. İşadamımız Kandıra tarafına, Düzce tarafına veya İzmit’in dışına doğru Seka’nın aynısını yapabilir. Sekapark’a şu ana kadar harcanan para 80 milyon dolar değildir. Kocaeli halkı sahilde yaşıyor ama denizinden faydalanamıyor.  

İgsaş’ın arazisi için satın aldığı eleştirileri doğrulanmadı mı sizce? Ayrıca özelleştirmeleri işsizlikle değerlendirir misiniz? 

İşsizlik azalıyor. % 11’lerden % 9’a düşmüş durumda. Türkiye’de her yıl yeni bir genç nesil geliyor. Bunu da dikkate aldığımız zaman % 9’lara düşmüş. Demek ki azalma var. Ayrıca ben buradan fabrikalara, sanayi kuruluşlarına iş için adam gönderemiyorum. İşi beğenmiyorlar. Millet diyor ki işsizlik var. Şu anda meslek lisesi, üniversite mezunlarında işsizlik yok denecek kadar azdır. Geçen Gebze İlçe Başkanı beni aradı, “Başkan bana adam gönder, işe koyacağım” dedi. 

Bu açıklamanız üzerine yarın buraya 10 bin kişi toplanmasın sonra. 

Öğrencilerin mesleki eğitim alması gerekiyor. Sanayici arkadaşım var kalifiyeli eleman bulamıyoruz diyor. 3-5 yıl sonra artık kendimiz çalışacağız bu işlerde diyor. 

AB’ye girildi diye kutlamalar yapıldı ama bugün ilişkiler koptu şeklinde ki eleştirileri yanıtlar mısınız. 

AB kendisiyle ilişkisi kopmuş bir ülkeye 2002’ de 1 milyar dolar yatırım yapmışken, 2006 yılı geldiğinde 20 milyar dolarlık yatırım yapar mı? Bunu düşünmek lazım. 

Bazı özelleştirmelerin yabancılara yapılmasının kaygı verici olduğu yönündeki eleştirilere ne diyorsunuz? Sizce yabancı sermaye her bakımdan yararlı mıdır? 

Her konumdan yararlı görüyorum tabiiki.  

Tersanelerimiz, barajlarımız, limanlarımız satılabilir mi demek istiyorsunuz? 

Yok yok. Bizim o kadar tanıdıklarımız, yakınlarımız Avrupa’da o kadar çok yatırım yapmış ki ne kaybetmiş Allah aşkına Avrupa, biz ne kaybetmişiz. Millet toprak satışını eleştiriyor. Toprak satışı en fazla CHP zamanında yapılmış. MHP zamanında, DYP zamanında, ANAP zamanında yapılmış, askeri ihtilalden sonra dahi satılmış. En az satıldığı dönem bizim dönemimiz. Hatta Güneydoğu’da İsrail vatandaşlarına 1 metrekare toprak satılmamış. Suriyelilerin yeri vardır ancak onlarla da akrabalık bağımız vardır. 

Cumhurbaşkanımızın veto ettiği petrol yasasının çok sakıncalı olduğu iddialarına ne diyorsunuz? 

Ben beğeniyorum bu yasayı. Bu yasanın çıkması gerekiyordu. Şu anda Türkiye’de ciddi bir kaçakçılık olayı var biliyorsunuz. İran, Irak, Suriye, Rusya tarafından kaçak akaryakıt giriyor. Ne yapıyor, hesap, kitap belli olmuyor. Ülkeye ne kadar petrol giriyor, ne kadar çıkıyor, kimsenin haberi olmuyor. Ama bu yasayla birlikte dışardan 1 litre bile yakıt giremeyecektir. Ülkeye yakıtın girişi ve çıkışı net belli olacaktır. Şu anda o kadar pompa var ki. Adam şantiye kurmuş, şantiyesine kurmuş pompayı devletine vergisini vermiyor, sanayisi var, şantiyesi var, ne yapıyor bu vatandaşımız, harıl harıl yakıtını kullanıyor, satıyor. Kendi işinde kullanıyor gibi gösteriyor. Nakliyeci arkadaşlar birer tane tank koymuşlar kendilerine yakıt kullanıyorlar. Bunu da bir çoğu dışardan kaçak getiriyorlar. Tabi bu yasanın yeni Cumhurbaşkanıyla beraber aşılacağını düşünüyorum. 

Abdullah Gül’mü olacak sizce Cumhurbaşkanı? 

Abdullah bey benim kafamda özlediğim, ülkenin özlediği, vatandaşın özlediği biridir. 

Sizce Erdoğan neden adaylıktan vazgeçti? 

Sayın Erdoğan’ın olmayacağını ben zaten biliyordum. Kafasında ki yapı olmayacaktı. Arkadaşlar bana sorduğu zaman olmayacak diyordum. Çünkü sayın başbakanda şöyle bir anlayış var. Halkını, teşkilatlarını ve sivil toplum örgütlerini çok önemser. Farkındaysanız Cumhuriyet tarihinin en büyük anket çalışmasını yaptık bu dönem. Anketlerden başbakanın bir dönem daha kalması sonucu çıktı. Burada bir anket yaptık arkadaşlarla. Arkadaşların baktık ki % 85’i gönlü istemesine rağmen Başbakan kalmasını istediler.   

Terör olayları yine artmaya başladı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Çok üzülüyoruz. Ama bir gün gereğinin yapılacağını ben tahmin ediyorum .terör yalnız Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu. Eğer bu halk tekrar huzurun, istikrarın devam etmesini istiyorsa gereğini yapacağını düşünüyorum.
 
Sizce Körfez’in 4 yıl önceki en önemli sorunu neydi, siz geldikten sonra neleri çözdünüz? 

Bir defa ülkede olduğu gibi Körfez’de de siyasi bir bunalım vardı. 4 yıl önce hakikaten siyasete güvenin bittiği bir dönem vardı. Belediye ekibine güvenin bittiği bir dönemdi. Bir kara tablo vardı. Körfez Belediyesi o kadar kötü yönetildi ki başkanı gördüğü zaman insanlar arkasını dönerdi. Fakat gelinen noktada belediyeyi bizim almamızla beraber ciddi bir güven geldi. Esnaf belediyeye mal verdiği zaman aylarca parasını alamamış, perişan olmuş. Mal vermek bir dert, parayı almak en büyük dertti. Şu anda 64 trilyona yakın bir borç devralan belediyenin borcu bitme aşamasına gelmiş. İlçe başkanları diyor ki “vay efendim Bağkur’a, SSK’ya olan borçlarda ertelendi” doğrudur, bir kısmı ertelendi, aynen katılıyorum arkadaşlar doğru söylüyor ama tam net bilgi vermiyorlar, yüzeysel olarak konuşuyorlar. Fakat şu anda Körfez Belediyesi’ne mal satmak için esnaf yarışa giriyor. Mal satan parasını alabiliyor. Esnafımız, tüccarımız, hiçbir Allah’ın kulu diyemez ki ben Körfez Belediyesi’ne mal verdim, paramı alamadım.

Körfez Belediyesi sürekli borç ödediği için hizmetleri aksattığı eleştirileri konusunda ne düşünüyorsunuz?  

Size katılıyorum, isabetli bir konuya değindiniz şu anda. Başkana halkın içine falan çıkmıyor dediler. Arkadaşlar ben size şunu söyleyeyim. Borçlusun, esnafa borçlusun, vatandaşa borçlusun, vatandaşın İlimtepe’den alacağı var, Yarpaş’tan alacağı var, yani hakikaten çok zor durumdasın, bakın herkes mağdur. Ne yapılması gerekir. Bir kere gemiyi karadan denize indirmek lazım. Yani belediyeye güven kazanmak lazım. Yarpaş’ta sıkıntı vardı biliyorsunuz. Giderayak 200 küsur adam aldılar ve bunlarla maaşlarıyla ilgili bir anlaşma yaptılar. Devlette devamlılık olayı varya. Arkadaş sen ister ver ister verme. Şu ana kadar Yarpaş’ın işçisi her ay kesintisiz tık maaşını alıyor. Hatta geçmişten birikmiş alacaklarını alıyor. 

Büyükşehir Belediyesi hizmetlerinden Körfez’in gerektiği kadar pay almadığı eleştirileri için ne diyorsunuz? 

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi siyasilerin Kocaeli halkına en büyük hizmetidir. Eğer ki Kocaeli Büyükşehir olmamış olsaydı, Türkiye’nin en borçlu belediyesi Kocaeli, ikincisi Körfez olacaktı. Bunun altından kalkmak hakikaten çok zordu. Dürüst olmak lazım. Yoksa şu ana kadar 50 trilyona yakın icraat yapılmış. 50 trilyon hizmetin hiç biri yapılmayabilirdi. Bir defa Körfez’de 4 tane dere ıslahı yapıldı. Dere ıslahları büyük para, İlimtepe yolu son aşamasına geldi. Sahil yapılmış. Kültür merkezi yapılmış. Bütün mahallelerde parke bordürler yapılmış, asfalt çalışması yapılmış. Bütün mahallelere muhtarlık binası yapılmış, bir veya iki tane park yapılmış. Bir parkın maliyeti 150 milyar. Belediyeler bütün araçları aşağı yukarı yenilemiş. Bütün her yer yemyeşil olmuş. Bütün bunları Büyükşehir ve Körfez Belediyeleri ortak yapıyor. Körfez belediyesinin talebi olur, projeyi hazırlar, yatırımı Büyükşehir yapar. Büyükşehir kendi parasından yapmıyor. Körfez’e gelecek payı proje karşılığında veriyor. 95 evlerde battı-çıktı ve Tütünçiftlik’e kültür merkezini yaptığımızda 2007 projelerini  tamamlamış olacağız diye düşünüyorum. Diğer projemiz Tuğrul Caddesi sahile kadar modern bir görünüme kavuşturulacak. 

Peki Ağadere Projesine neden değinmiyorsunuz? 

Söyleyeyim. Ağadere Caddesi 1 trilyona mal oldu. İhalesi yapıldı. En düşük veren firmaya verildi. O kadar kaliteli malzeme var ki orada biliyor musunuz. İşçilik değil, malzeme olarak Körfez’e yapılan malzemelerin en kalitelisi. Fakat oradaki müteahhit arkadaşımız yeterli bir işçilik yapamadı. Ufak tefek hatalarda var orada. Yapılması gereken noksanlıklar var. Müteahhidin içerde teminatı var, işi bitirinceye kadar bu teminatı bozmayacağız.  

Orada bir rahatsızlık var diyorsunuz öylemi? 


Var tabi.  

Müteahhidin gerçekte fotoğrafçı olduğu iddia edildi? Doğrumudur?  

Onunla ilgili Sayın Orhan Bozkurt yanlış beyanat vermiştir. Bizim il yöneticisi fotoğrafçı arkadaşımızın ne şirketi var ne de öyle bir iş yapıyor. Bunu yapan Gebze’den bir müteahhit. Yanlış bilgi vermiş, gazetede düzeltme yapacaklar. Takip ederseniz Orhan Bozkurt özür diliyor. Bir hata yaptığını ifade ediyor. Bizim Körfez’e kazandırdığımız en önemli konulardan bir tanesi de devlet hastanesidir. Biz hastaneyi devraldığımızda mührü dahi yoktu. Bir tane prefabrik vardı orada. Doktor yok, hemşiresi yok, başhekimi yok, hiçbir şeyi yok, kaderine terkedilmiş orada bir tane kuru prefabrik var. Depremden sonra dış kaynaklı bir heyet yapmış onu. Biz mührünü aldıktan sonra 25 yataklı hastane olması için doktor vekilimiz Nevzat Doğan’ın da katkısıyla Sağlık Bakanlığı’na gittik ve 25 yataklı hastane olmasını kabul ettirdik. Buranın Sağlık Bakanlığı’nda kaydı bile yoktu. Sonra baktık ki 25 yatak az geliyor, 75 yataklı hastaneye dönüştürüldü. Şu anda bu bile yetmiyor. Her gün 1250 ile 1500 vatandaş gidip tedavi görüyor. Bütün doktorları tamamladık, iki doktorumuz kaldı. Bu iki uzman doktoruda Allah izin verirse son atamayla tamamlayacağız.  

Oğuzhan bey çok çaba harcadı zannedersem. 

Hakikaten başhekim, doktorlarımız, hemşirelerimiz, tüm personelimiz iyi çalışıyor. Kaderine terkedilmiş eski bir okulu Yukarı Hereke’de sağlık ocağına dönüştürdük. O bölgede doğu ve güneydoğulu vatandaşlar var onların da hizmete ihtiyacı var. 2006 da Kocaeli’ye 179 trilyon sağlık yatırımı yapılmış. Cumhuriyet tarihinden beri Kocaeli’ye yapılan sağlık yatırımlarının tamamından fazla yatırım yapıldı.  

Petkim Lojmanlarının olduğu yere yanık hastanesi yapılması önerisini neden değerlendirmiyorsunuz? 

Çok isabetli bir şey. Burada meydana gelen birkaç patlamadan sonra o kadar isyanımız oldu ki. Hastaneye giden 3-4 hastadan biri kanser tedavisi görüyor. Sıkıntılı bir yerde yaşıyoruz. Kabul etmemiz lazım. Onkoloji hastanemiz hastaların İstanbul kapısında kalmasını engellemiştir. Şu anda yalnız Kocaeli’ye hizmet etmiyor, Adapazarı, Düzce’si, Yalova’sı, Bursa’sına hizmet ediyor. Tam kapasiteli çalışıyor. O kadar memnun oldum ki, insanlar huzurlu, insanlar mutlu. 

Petkim lojmanlarını Körfez halkı yararına kullandırtacak mısınız? 

Şimdi halkımızın şunu iyi bilmesi gerekiyor. Orayı çok farklı anlatıyorlar. Net bildiğim için size anlatayım. Petkim halka arz edilmiş bir şirkettir. Siz orayı Petkim’in onayı olmadan verirseniz hissedarların bir tanesi gider dava açarsa bu ihale iptal olur. Şu anda Petkim halka arz edildiği için bunun böyle verilme şansı yok. Şu olabilir. Bizim Orman Bakanımızla olağanüstü çabalarımız oldu. İki sefer Ankara’ya gittik. Petkim’in, İzmir Aliağa’da kullanmış olduğu bir tesis var. Orman bakanımızın olağanüstü gayretleri sayesinde şu anda belli bir kısmını aldık. Bunlar neresi? Petkim Çok Amaçlı Salon şu anda Körfez Belediyesi’ne kazandırıldı. Seçim kurulunun olduğu bina, 56, onun yanındaki 4 tane binayı şu anda Özel İdare’ye ve Valiliğin aracılığıyla Körfez Belediyesi kullanımına kazandırdık. Kalan bölümün okullar bölgesi, bir üniversite olması veya bir yanık ünitesi olmasını arzu ediyoruz. Bilenler biliyor ama bilmeyenler de bilsin ki düşünün tapulu bir yeriniz var, belediye olarak ben buraya el koydum diyorsunuz. 

El koymasın, versin parasını kamu yararına alsın, olmaz mı? 

Bu tamamen Petkim’le anlaşılarak olur. Yoksa öyle bir hakkın yok. Şunu söylüyorlar, oraya konteynır  depolanacak veya farklı amaçla kullanılacak deniliyor. Herkes bilsin ki burası Körfez Belediyesi’ne verilecektir. Körfez Belediyesi’de satışa çıkardığı zaman eğer internetten bakarsanız kesinlikle burası farklı alanlarla kullanılamaz.  

Ne olabilir peki? 

Buraya ne gelir? Alış veriş merkezi gelir. Buraya otel yapılabilir. Buraya farklı amaçlı sportif alanlar yapılabilir. Buraya okullar yapılabilir.  

Konteynır deposu yapılabilir mi? 

Yapamaz, kesinlikle, kesinlikle yapamaz. Satış sözleşmesine göre kesinlikle sanayi alanı yapamaz. 

Kültür Merkezi atıl şekilde duruyor, ne zaman kullanılacak? 

Şu anda bitti. Kocaeli’de yapılan tüm kültür merkezlerinin trafoları ile ilgili ihale yapıldı. İhaleye bir firma girdi, ikinci firma itiraz edince ihale iptal edildi. İptal edildiğinden dolayı ihale uzadı. Yoksa geçen ay hizmete açılıyordu. Biz önümüzde ki aydan itibaren Allah izin verirse hizmete açacağız. Trafonun maliyeti 60-70 milyarmış, ben başkanla da konuştum, olmasa kendi imkanlarımızla açacağız. Çünkü orası yaz geldiğinden düğünlerle ilgili olarak ciddi ihtiyaç.  

Kent Konseyi çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? 

Kent Konseyi’ne direk benim katılmam olmaz, diğer siyasilerle birlikte olması gerekiyor. Bunu bazı dernekli arkadaşlarımız siyasallaştırıyor, böyle yapmamak lazım. Kentin sorunu hepimizin sorunu. Bu koltuk bizim şu anlık, yarın bizim olmayabilir. Bazı arkadaşlarımız geliyor, bir nevi siyasi şov yapıyor, görüyoruz bunları.  

Körfez Öğretmenevi grevinin arkasında sizin olduğunuz iddiaları var. Bu iddia gerçek midir? 

Bu sorunuz için ayrıca bir teşekkür ediyorum. Ben bu partinin kurulduğundan beri içindeyim. Öğretmenevine adam almak çıkarmak çok kolay değil mi? Hiçbir tane AK Parti teşkilatından adam gitmiş mi oraya, artı hiçbir tane arkadaşın ekmeğiyle oynanmış orada. Her zaman öğretmenevine giderim, çayımı, kahvemi, yemeğimi yerim. Ailece giderim, arkadaşların hepsini de severim. Hiç biriyle problemim yok, onlarda bana saygı gösterirler. Hepsi toplandı  bana geldiler. Gitmiş bir sendikaya üye olmuşlar. Bana geldiler; “Başkanım biz bir sendikaya üye olduk, bu konuda bize destek verir misin?” dediler. Dedim ki; “Arkadaşlar yıllardır orada çalışıyorsunuz, hiç benim müdahalem, siyaseten hiç müdahalemiz oldu mu? Hiç AK Partiden biri gelip te sizin ile ilgili bir rahatsızlık hti mi?” dedim. Yok dediler. “O sendikaya gönlüm razı olmamasına rağmen sizin sendikalı olmanıza ben saygı duyuyorum” dedim, aynen ifadem budur. “Siz gitmişsiniz haklarınızı gözeteceksiniz, gayet normal bir şey, fakat bana biraz zaman tanıyın, bana zaman tanırsanız, ben size yardımcı olacağım. Milli Eğitim Müdürü’yle görüşeyim, Kaymakam beyle görüşeyim, öğretmenevi idaresiyle görüşeyim, bu konuyla ilgili bir ortak zemin hazırlayalım, öğretmenevi müdürüne ben söyleyeyim, burada 15 tane arkadaşımız var mağdur etmeyelim, çünkü karar vermişler. Ama sendika olaylarıyla ilgili sizin bilmedikleriniz olabilir. Sizi bu işe sokupta, buradan siyasi rant elde edenler, siyasi şov yapanlar olabilir. Bu konulara sakın fırsat vermeyin, işinize, ekmeğinize bakın. Ben size destek olurum. Ne zaman desteklemem, oraya siyasi oluşumları getirip, benim şahsıma, partiye, Başbakana ve şu anda ki mevcut yapıya küfür ettirirseniz o gün sizinle koparız. Ben açık konuşurum ama bize zaman bırakın, ben bu işi çözeceğim” dedim. Aynen ifadem bu oldu, sanki ben hiç bunları demedim, iki oldu birilerini topluyorlar oraya, partiye küfür eder, gazetede okudum, şahsıma küfür ediyorlar. Öğretmenevindeki müdüre hakaretler ediliyor. Ya kardeşim, Allah aşkına ben size ne söyledim, siz bana ne yaptınız. Beni Ak Parti milletvekilleri arıyor. “Başkan o işi çöz” diyorlar. İnanırmısınız Allah şahit o arkadaşların mağdur olmamasını istiyordum, ne zamana kadar, o güne kadar.  

Ben çalışanlarla konuştuğumda çoğunun  sizin partinize oy verdiğini öğrendim. Siz biliyor musunuz bu durumu?

Zaten biz onları siyasi olarak değerlendirmiş olsaydık, oy vermeyenleri çıkarırdık, yerine adam alırdık. Öyle bir şey yapmadık. Hiçbir yerde yapmadığımız gibi ordada yapmadık. Niye? Adam oy vermemiştir ama kardeşi, komşusu, akrabası oy vermiştir. Zaten aldıkları 300- 500 milyon lira, en çok asgari ücret kadar. Yani oranın çok iyi bir yer olmadığını da biliyorum. Arkadaşlar tamamen söylediklerimin tersini yapıyorlar, en son Kaymakam beyi gönderdim. “Milli Eğitim Müdürüyle gidin oraya, benim siyasi olarak gitmem yanlış olur” dedim. Kaymakam beye hakaret ediyorlar, ukala ukala Kaymakam beye konuşmuşlar. Kaymakam bey mülki amiridir, be kardeşim, senin derdini dinlemeye gelmiş. Kaymakam bey dedi ki “Ben orayla ilgilenmiyorum artık” dedi. Aynen ifadesi bu. Hatta onların genel merkez yöneticisi bana geldi. Ben onları ailesiyle beraber misafir ettim. Kızılkaya’da yemeğini yedirdim. Bundan sonra ben bu olayı çözeceğim derken, oraya getirdiler Erhan Yenilmez, Sefa Sirmen’lere şov yaptırdılar yaaa. Arkadaş bu 15 tane oy Ak Parti’ye gelse ne olur, karşı tarafa gitse ne olur. Biz bunları oy hesabıyla yapmadık ki. Biz bu sorunu nasıl aşarız, onun hesabını yaptık, sıkıntıyı nasıl aşarız, orada ki insanların mağduriyetini nasıl gideririz, bunu düşündük yani. 

Bu işin mutlaka çözülmesi gerekmez mi? 

Geçen 3 arkadaş bana geldi. Yaşlı bir teyze, Emine hanım geldi. Dediler ki; “Başkanım biz diğerlerinin adına geldik, bize yardımcı ol” dediler.  Ben de; “Size ne dedim arkadaşlar, bu işi çözeceğim, siz işinize bakın, dedim. Siz gittiniz bana küfür ettirdiniz. Bilmem her türlü hakarete maruz koydunuz. Her gelen siyasi parti orada şov yaptı. Böyle mi olması lazım.  Bundan sonrada gel bize sahip çık. Ya kırdınız, kalbimizi kırdınız ya” dedim. Yine de mağdur olmalarını istemiyorum. İnşallah çözülür, samimiyetimle söylüyorum. 

Oğuz Aşıkoğlu ile Yunus Emre Yıldırım’ı tanıyor musunuz? 

Tanıyorum. 

Nereden tanıyor sunuz? 

Benim gençlik kollarımdan. 

Söylenen iddiaları doğruluyorsunuz o halde. 

Tabi, tabi doğru. 

Siz mi istediniz onların öğretmenevine alınmasını? 

Hayır, ben istemedim. İhtiyaç varmış, alternatifte yok, güvenlik görevlisi sertifikası var, belgesi de var, şartları tuttuktan sonra  girmişler. 

Oğuz Aşıloğlu emekli bir öğretmenle tartışmış ve “gözüne bir vurursam, gözlüğünü gözüne sokarım” gibi bir ifade kullanmış. Konu hakkında bilginiz var mı? 

Evet bilgim var ama emekli öğretmeninde ne yaptığını bir sorsanız. Emekli öğretmen “şerefsiz” şeklinde hitap ediyor, ondan sonra içeri girip içerde özür diliyor. Kapıdakilerin yanında bir şey demiyor, içeri girip özür diliyor. Sonra genç bir çocuk 22-23 yaşlarında kanı kaynar. Ne olursa olsun ona davranış şekli o şekilde olmaması lazım. Doğru orada bir mağduriyet vardır. Yalnız Ak Parti’li şu ana kadar 1 tane adam girmemiş  oraya da son iki tane adam girebilir.  Yani Ak Parti’li olan işe girmeyecek mi? Ben açık konuşuyorum CHP’liyi de, MHP’liyi de, DYP’liyi de işe koyuyorum. O kadar adam koydum ki. 

Öylemi? 

Samimiyetimle söylüyorum, ispatı var. İspatta ederim şu anda. Hastaneye gönderdim 50 tane adam. Bakın en az 25 tanesi Ak Parti’li değil, gitsin sorsunlar. Beni de tanımıyorlar. Bu kadar şeffafım, açık ve net konuşuyorum.  

Grev olayından elimi ayağımı çektim, karışmayacağım mı diyorsunuz? 

Artık onlar kendi aralarında çözecekler. İdareyle de görüşmedim son zamanlarda, bu konunun çözülmesinde fayda var. 

Gerçekten de özellikle sizin için fayda var gibi gözüküyor? 

Fayda var, hoş bir tablo değil. Ben oradan gelecek oyun hesabını yapmıyorum. Orada insanları geçerken görüyorum, insani açıdan baktığım zaman o halde oturmaları beni üzüyor ama bazı şeyleri alttan alacaksın yani. 

Siz sendikaya karşı mısınız? 

Sendikaya kesinlikle karşı değilim. Oleyis genel merkez yöneticisi benim Keçiören Ak Parti İlçe Yönetim kurulu’nda ki üyem. Eşiyle beraber bana geldi, burada ağarladım onları, bana dedi ki; “Başkanım yardımcı ol” ama bu olayın ta başıydı. Sendikanın temsilcileri geliyor, olağanüstü hakaretler etmişler ya. Aklımıza gelemeyecek hakaretler etmişler. İlk zamanlar Murat bey, “Ya başkanım ben sana söyleyemiyorum, olağanüstü çirkin hakaretler ettiler bize ya” dedi. Bizde insanız ya, bizim de çoluk çocuğumuz var ya, bizim de yaşantımız var ya. Bu kadar hakarete uğramak zorunda mıyız ya. 

Bir başka sorun Barbaros Mahallesi, daha önce kaldırılacağı söylenmişti, gündeminiz de var mı? 

Öyle bir şey olmaz ve olamazda. Şu anda benim düşüncem Tüpraş veya oradaki dolum tesislerinin patlaması ne demek biliyor musunuz? Barbaros Mahallesi’ni kaldırmak çözüm değil? Orada ki güvenlik tedbirlerini artıracağız, başka şansımız yok. 

Körfez’in 8 mahallesinde birinci olduklarını açıklayan partilerimiz var. Siz ne diyorsunuz bu konuda? 

Kendisini seviyorum. Burada ki İlçe Başkanlarının hepsini de seviyorum. Hiç birisiyle de sorunumuz yok. O da en genç başkan. Bunu da gençliğine bağışlayalım. Arkadaşın kanı kaynıyor, tabi ki gerçekleri söylemek her zaman avantajdır.  

Anket yaptırdınız mı? 
 
Tabi anket yapıyoruz, sonuçları biliyoruz. Bu sonuçlar biz de mevcuttur. Son anda anketimiz 4 puan arttı. Körfez’de iddia ediyorum ki bu  dönem 2007 seçimlerinde Kocaeli birincisi olacağımıza inanıyorum. Çünkü Körfez halkı çok sıkıntılı bir süreç yaşadı ve ardından bu hizmetlerin karşılığını verecektir. Hak ettiğimizi düşünüyorum. 

Son olarak Körfez halkına ne gibi mesajlarınız var? 

Körfez halkı unutmasın ki çocuklarımız okullarda kitap bulamazdı ama şimdi okul açıldığında sıralarında kitapları hazır. Okullarda rahat ortamlarda eğitimlerini görüyorlar. Vatandaşlar hastanelerimizden en güzel hizmeti alıyorlar. Bizim halkımız hastanelerde rehin kaldığını unutmayacak. Halkımız Bolu Dağı Tüneli’ni, Karadeniz Otobanı’nı, hızlı tren olayını, hava taşımacılığını, duble yolları unutmayacak. Karadeniz yolu vatandaşa fındık olayını unutturdu. Vatandaşımız “hükümet fındığı kesti istediğimiz parayı vermedi ama otobanı yaptı” diyor. Bu dönemle birlikte siyasi ideolojinin insanlar üzerinde etkisinin en az olduğu dönemi yaşıyoruz. Eğitimde, hastanelerde, kaymakamlıkta konuşuyorum inanın o kadar rahat ortam yaşıyorlar ki. Kaymakam görevini yapacak, devlet memuru görevini yapacak, herkes görevini yapacak, görevini yapmadığı zaman bize düşen neyse biz yaparız.  

Önceki Kaymakamımız Ruhi Kulan’dan rahatsızlığınız var mıydı? 

Vardı, evet. Ben gönderdim. Benim halkımın memnun olmadığından ben memnun değilimdir. Ben diğer ilçe başkanları gibi değilim. Halk bana ulaşır şayet yoksam mutlaka geri dönerim. Derdini sıkıntısını sorarım. Kaymakamla ilgili eskiden bir anlayış vardı. Yandaşlarına Kaymakamlığın imkanları verilirdi. Şimdi öyle bir şey yok. Hak eden mağdura veriliyor, kaymakamlıkta bu işi çok iyi takip ediyor. Esnafımız da çok memnun, halkımızda memnun. Kaymakamımızdan son derece memnunum onu söyleyeyim. Kaymakamımızda görevini çok iyi yapıyor şu anda. Çok adaletli bir sistem oturttu. Bir vatandaşın “ben mağdurum” diye Kaymakamlıktan, belediyeden yakındığını duymuyorum.  

Önceden çok şikayet geldiği anlamı çıkıyor sanırım ifadelerinizden. 

Çok geliyordu, olağanüstü. Ben burada cevap veremezdim. Halkla toplantılarda “başkanım, şöyledir, böyledir”  şu an çok şükür hiçbir sıkıntımız yok. İnanın 1250 aileye kömür yardımı yaptırdık, bir tanesinin bile adaletsiz olduğunu düşünmüyorum. Belki ufak tefek olmuştur ama genele bakıldığında sıkıntılar aşılmıştır. Hereke’ye değinirsem, oranın en ücra köşesine kadar doğalgazı götürdük. Hereke’nin alt yapısı bitti. Hereke’ye 30 trilyon Ak Parti döneminde hizmet yapıldı. CHP’li belediye olan Kirazlıyalı’ya bizim için hizmet etmezler dediler. Hiçbir ayrımcılık yapılmadan Kirazlıyalı’ya doğalgaz götürüldü, su arıtma sistemleri yapılıyor, çok güzelde sahil yapıldı. Kirazlıyalı Belediyesi o kadarcık bütçesiyle nasıl yapacaktı bunları. Maaşları veremeyen bir belediye. Yok arkadaşım orada oturanda bizim insanımız. Belediye başkanı CHP’li olabilir hiç önemli değil. Cevdet Şahin’e “Başkanım bunun kıymetini bil” dedim. Biliyorum başkanım dedi.  

Sayın Baştopçu’nun Belediye Başkanlığına döneceği söylentileri doğru mudur? 

Yok böyle bir şey. Yunus beyi ben çok başarılı buluyorum. 

Taşocakları meselesi ne olacak? 

Başkan ve bizim duruşumuz bu konuda çok net oldu. Bizim yerimize diğer partilerden kim olursa olsun, şu anda o taşocakları birilerine rant edilmişti. Harıl harıl çalışıyordu. Birileri sağda solda şov yapmasın.
 
Peki ocaklar şu anda ne durumda? 

Şu an çalışmıyor. Ocak kapalı. Tabi taşocaklarına da ihtiyacı var bu ülkenin. Bakan beyle bizzat görüştüm, “otobandan, Körfez’den gözle görülen hiçbir yerde taşocağı olmayacak sen rahat ol başkan” dedi.  

Son sözleriniz nedir? 

Bizim zamanımızda sıkıntı olmadı. Başbakanımızın performansı yüksek, ülkeden ülkeye geziyor, azim var hırs var. Benim başbakanım Kocaeli’ye 16-17 defa gelmiş. Allah aşkına ya Mehmet Ağar, Deniz Baykal, Devlet Bahçeli, Erkan Mumcu kaç defa gelmiş Kocaeli’ye? En fazla gelen 2 veya 1 defa gelmiştir. Başbakanımız gezmeye değil bir çok kez açılışa gelmiş. İnanıyorum ki bu ülkede bir tane fakir insan kalmasın, insanlar bolluk, bereket içinde yaşasın, huzur içinde yaşasın ben bunu istiyorum. Hiçbir zaman ayrım yapmıyorum. Şu koltuğa oturdum, lazmış, kürtmüş, aleviymiş, sünniymiş, yerliymiş, yabancıymış ırk, millet ayrımı yapmadan burada insanlarımıza kim gelirse gelsin hizmet etmeye çalışıyoruz. Bundan sonrada hizmet edeceğiz. Yeter ki halkımız desteğini esirgemesin, arkamızda dursun.  

Çok teşekkür ederim, Sayın Koyun. 

Ben teşekkür ediyorum, bize yer ayırdığınız için. Basın hayatınızda ki  başarılarınızın devamını diliyorum.          

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör: Metehan OĞUZ
 
Etiketler: RÖPORTAJ:, AKP, Körfez, İlçe, Başkanı, Engin, Koyun,
Haber Videosu
Yorumlar
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
81
68
1
3
26
30
2
Fenerbahçe
79
79
1
4
25
30
3
Trabzonspor
49
51
11
4
15
30
4
Beşiktaş
46
40
12
4
14
30
5
Kasımpasa
43
53
11
7
12
30
6
Başakşehir
42
38
12
6
12
30
7
Rizespor
42
36
12
6
12
30
8
Antalyaspor
41
35
9
11
10
30
9
A.Demirspor
39
46
9
12
9
30
10
Alanyaspor
39
38
9
12
9
30
11
Sivasspor
38
36
10
11
9
30
12
Kayserispor
36
36
11
9
10
30
13
Samsunspor
36
35
14
6
10
30
14
Ankaragücü
33
36
11
12
7
30
15
Hatayspor
33
36
11
12
7
30
16
Konyaspor
33
31
11
12
7
30
17
Gaziantep FK
31
34
15
7
8
30
18
Karagümrük
30
34
14
9
7
30
19
Pendikspor
29
34
15
8
7
30
20
İstanbulspor
13
22
20
7
3
30
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı