Haber Detayı
04 Eylül 2007 - Salı 00:00
 
Yılın Röportajı; Cevdet Şahinin Çarpıcı Açıklamaları
Röportaj Haberi



 Bazı küçük belediyelerin birleştirilmesi çalışmalarının çok gündemde olduğu bir tarihte Körfez adına büyük bir değer olan Kirazlıyalı Belediye Başkanı Cevdet Şahin ile röportaj yaptık. Belediyelerin sorunlarından, ülke sorunlarına kadar, CHP'de ki son gelişmelerden ilçe yönetimi ile olan sorunlara kadar bir çok boyutta yaptığımız uzun görüşme neticesinde siz okurlarımız için çok fazla özete inmeden röportajın nerdeyse tamamına yakınını yayınlıyoruz. çünkü Sayın Kirazlıyalı Belediye Başkanı Cevdet Şahin'in ağzından çıkan her söz çok önemliydi ve mutlaka okurlara ulaşmalıydı. Bu nedenle çok uzun olduğu için özür dilesekde,  tam metne yakın sizlere yansıttığımız içinde objektif yayın ilkelerimizin yaşaması adına sevindirici buluyoruz.


Öncelikle görüşme teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Bu günlerin en yoğun konularından biri belediyelerin birleştirilmesi. Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz?

Belediyelerin birleştirilmesi çabası demokrasiyle, insan haklarıyla, halka hizmetle hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Anayasa belediyelerin zorunlu giderlerini karşılayacak kadar gelir sahibi olmalarını emreder. Ama 30 yıldır beklenen Mahalli İdareler Reforma Tasarısı bir türlü yürürlüğe girememiştir. Sorunumuz belediyelerin sayısının çokluğu, birbirlerine olan mesafesi, nüfusu değildir. Belediyeler demokrasinin tüm kural ve kavramlarının eksiksiz uygulandığı yerlerdir. Bu tüzel kişilikleri, anayasal kurumları, “ben sizi kapattım” demekle insan haklarına aykırı bir davranış içinde olursunuz. Bir kurumu yok ediyorsanız halkın aklına  bu anlayışın arkasında başka şeyler olduğu gelir.

Bu durum karşısında sessiz kalmayacağınızı mı ifade ediyorsunuz?

Eğer biz bu anlayışa kayıtsız ve sessiz kalırsak birileri bir süre sonra der ki “Valiliğin olduğu illerde de bakanlığa gerek yok veya birileri çıkar Kocaelispor gibi büyük bir takımın olduğu ilde amatör kulüplere gerek yoktur der. Birisi çıkar belediyelerin olduğu yerde muhtarlara gerek yoktur der. Birisi de üniversite hastanelerinin olduğu yerde sağlık ocaklarına gerek yoktur der. Bu anlayış bizi farklılıkların sübjektif yapay ayrımlarla, iç çatışmalara, ulusal birliğimizin zedelenmesine ve zarar görmesine kadar götürür. Ben iddia ediyorum bu kurumlar referandum yapılmadan kapatılamaz. O anayasal süreç yok sayılamaz. Kirazlıyalı Belediyesi 1995 yılında halkın özgür iradesiyle yargı denetiminde yapılan bir referandum sonrasında Kocaeli Valiliği’nin olumlu mütealası, İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının imzaladığı üçlü kararname ve Danıştay 6. Dairesinin onayı ile kuruldu. Hatta bir Refah partili vatandaş itiraz etti. Danıştay Dava Daireleri Genel Kururlu toplanarak bu oluşumun kamu yararına olacağını belirledi. Şimdi belediyemiz 12 yaşında siz diyorsunuz ki, 12 yaşındaki bir çocuğa asgari ücretli bir baba iyi bakamıyor, biz onu daha iyi okullarda okutacağız, daha iyi giysiler giydireceğiz, onu bize evlatlık verin. Buna ne o çocuk razı ne de onun anne, babası, ailesi ve diğer üyeler razı. Veya bu harekete başka bir açıdan bakarsak, organ bağışında bulunmak güzel bir davranış, dinimizce de hiçbir sakıncası yok. Siz 5 kişiye hayat vereceğiz diye bir trafik kazası sonrası beyin ölümü gerçekleşmiş bir insanın organlarını eşinin, çocuklarının yada anne babasının rızasını almadan etik olarak nakledemezsiniz. 5 tane hayat kurtaracaksınız, çok hizmet vereceğiz diye belediyelerin tüzel kişilikleri sona erdirilemez.

 Belediyenizin yaşaması halk için çok önemli midir?

Biz burada kurum olarak kimsesizlerin sahibiyiz. Biz burada sadece yol yapan, parke döşeyen, asfalt yapan, su patlaklarını onaran bir kurum değiliz. Biz insanların duygu, düşünce, inançlarına yön veren, o farklılıkları toplumsal bir uzlaşma içinde ayakta tutan, toplumsal dayanışmayı sağlayan, acıyı, sevinci paylaşan, insanların ortak kazanımıyız. Bu belediyenin 4 bin tane sahibi var. Onun için böyle bir olayı çok tehlikeli buluyorum. Bu işin mimarlarının yapması gereken Kocaeli’nin haklarının gasp edilmesini önlemektir. Kocaeli ülke ekonomisine katkıda 14 veriyor 1 alıyor, Siirt 1 veriyor 28 alıyor. Bu adaletsizliği düzeltmektir. Ulusal düzeyde elde edilen vergilerin % 75’ini Büyükşehir belediyeleri, % 25’ini 3200 civarında ki diğer belediyeler alıyor. Bu adaletsizlikler düzeltilmelidir.

Büyükşehir Belediyesi sizlere hizmet mi yoksa kaynak mı ayırıyor?

Benim belediyem adına her ay 25-30 bin TL civarında bir para Büyükşehir belediye payı olarak zaten tahakkuk etmeden kesiliyor. Ben İbrahim başkanı takdirle izliyorum, kendine göre haklı gerekçeleri olabilir.

CHP’li bir belediye olarak size karşı ayrımcılık söz konusu mu?

Bize karşı somut bir ayrım içinde değil. Biz belki de o payımızın daha fazlasını hizmet olarak aldık. Bu onun takdiri, değerlendirmesidir. Bizim bütün haklarımız yasaların güvencesi altında ama eğer başkanımız lütfetmeseydi belki de doğal gaz bize 10 yıl sonra gelirdi. Yani o yatırımı rantabl edecek bir abone sayısı burada yok. Hereke’de, Yarımca’da var. Arada kaldık, nasıl olsa o iş yapılıyor derken doğru düşünüldü ve az bir maliyetle beldemiz doğalgaza kavuşmuş oldu. Ben bunu takdirle izliyorum. Ama bizim huzurlu ve mutlu olmamız bir şeylere kayıtsız kalmamıza sebep değil. Biz genel düşünmek zorundayız. Ben İbrahim başkanın CHP’li bir belediye başkanı olarak beldemize, belediyemize karşı dürüst, tarafsız ve adil tavrından memnunum. Ama bu Büyükşehir belediyesinin bazı maddelerinin yasaya, usule, anayasaya aykırı olması konusundaki fikrimi değiştirmez. Ben bunları söylemek zorundayım. Ben bu ülkede 30 yıldır demokrasi mücadelesi yapıyorum. Halkımın kararını hiç tartışmam.

Peki size göre ne yapılmalıdır?

Burada yapılması gereken:
1. 5216 sayılı Büyükşehir Yasası’nın Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilen bölümlerin derhal uygulamadan kaldırılması. Burada Anayasa mahkemesi kararlarından sonra yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor.
2. Belediyelerin çağdaş ve günün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelir kalemlerine mutlaka ulaşması lazım.

 Körfez Belediyesi ile birleşme nasıl olur?

İzmit’te en zengin belediye Uzuntarla Belediyesi. En başarılı, devletin hiçbir kurumuna, sigortaya, vergi dairesine 1 kuruş borcu yok. Bizi bağlamak istedikleri Körfez Belediyesi’nin personeline beşer bin TL borcu var. Daha İlimtepe’den aldıkları paraları kaç yıl geçmesine rağmen ödeyemediler. Büyükşehir Belediyesinin kaç trilyon borcu olduğunu kimse bilmiyor. O mecliste görev yapmış olmamıza rağmen biz de bilmiyoruz. Sorun burada değil yani. Bir insan asgari ücretli olup, mutlu olamaz mı? Biz hakkımızdan başka bir şey istemiyoruz. Ama bu kurumların siyasal gerekçelere dayanarak “hizmet vereceğiz” adı altında ortadan kaldırılmasını hem demokrasiye hem de insan haklarına aykırı bir tavır olarak tanımlıyoruz ve buna şiddetle karşıyız.

 Hereke’de de halkla görüştüm. İnsanlar dünya bizi tanıyor diyor. Onlar Kirazlıyalı ve Tavşancıl bize bağlansın diyorlar. Sizce yeni bir yapılanma nasıl olmalıdır?

Kocaeli idari yapılanmasında bir takım değişiklikler olmasını doğal karşılarız. Yani ilçe oluşumlarına karşı değilim. Yeni ilçe oluşumu başka bir şey, belediyeleri ortadan kaldırmak başka bir şey. İlçeler kurabilirsiniz. Bu öyle kolay bir iş değil. Körfez ilçe 10 yıldır kuruluş sürecini ancak tamamlayabildi. Eğer belediye 30 dönüm yer vermeseydi, Kaymakamlık binası dahi olmayacaktı. Derince ilçe oldu, adliyesi var mı? Yani tapudan, nüfusa, adliyeye kadar devletin temel hizmet birimlerini oluşturmak bir para ve zaman işi.

Büyükşehir Belediyeleri olmalı mı sizce?

Ben Büyükşehir Belediyesi’nin kurulmasına da karşı değilim. Yasayla, Anayasal kurallara uymak şartıyla Büyüşehir Belediyesi olarak bir örgüt kurulabilir. Ama bu varlık belediyeler arasında koordinasyonla yükümlüdür. Bu zorunlu hizmetlerin süresi içinde ve gerekli şekilde sunulması için olmalıdır. Eğer biz bugün Büyükşehirin vesayeti altında olmasak kendi kararlarımızı, plan tadilatlarımızı kendimiz hayata geçirebilsek çok ciddi bir ekonomik varlık sahibi olabiliriz. Yapılaşma bizim arazimizin % 5’inde yok. Binlerce dönüm hazine arazilerimiz var. Bunları kamu hizmetine tahsis ederiz. Büyükşehir Belediyesi örneğin Özürlüler Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi için 10 dönüm yer ayıramaz ama biz 100 dönüm yer verebiliriz. Bizim otoban üzerindeki arazilerimizde daha hiç şuyulandırma yapılmamış, bunun için niyet önemli.

Siz halk tarafından seçilmeden Büyükşehir Belediyesi meclisi üyesi oldunuz. Bu durumu değerlendirir misiniz?

Anayasa Mahkemesi bir kararında büyükşehir belediye başkanlarıyla, ilçe ve ilk adım belediye başkanlarının aynı seçim bölgesinden seçilmesini bile reddediyor. Şu anda çarpık bir yapı var İzmit’te. Ben Kirazlıyalı Belediye Başkanı olarak seçildim, toplumsal yetki aldım. Beni şu anda bir yasayla Büyükşehir belediye meclisine üye yaptılar. Ben Gölcük’te, Çayırova’da, Derbent’te yapılacak herhangi bir plan tadilatında karar ve yetki sahibiyim. Halkımız seçmediği insanlar tarafından yönetiliyor. Oysa yerel yönetimlerde yerinden yönetim ilkesi esastır. Yani bu kamu tüzel kişiliği oluşurken anayasa diyor ki, “o yörede yaşayan insanların gizli oy açık tasnif usulüyle yapacakları, yargı denetiminde ki bir seçimle belediyelerin karar organları, yani meclisleri, encümenleri, yürütme organı ve belediye başkanından oluşur” diyor. Şu anda böyle çarpık bir oluşum var. Bunların düzelmesi lazım.

 Ekonomik yönden belediyenizi nasıl değerlendirirsiniz?

Hükümet bir an önce mahalli olarak belediyelerin yasal ve zorunlu giderlerini karşılayabilecek ekonomik paketi yapması lazım. Biz bir çok kaynaktan para istiyoruz. Otoyoldan günde 100 bin araç geçiyorsa bunların çevreye verdikleri zarar, salgıladıkları karbondioksit gazından dolayı otoyol gelirlerinin % 5’inden bir pay versinler. At yarışlarından, totodan, lotodan pay verilmeli. Yerinden yönetim ilkesi var. Ben personelin % 80’ini değiştirdim. Hepsinin tazminatlarını kuruşuna kadar ödedim. Ama ben işten attığım adamın babasıyla kahvede çay içiyorum. Denetim var burada. Biz yasadışı bir iş yapsak, sokakta gezemeyiz. Her gün bizi denetlerler, bakarlar. Eşit ve adaletli davranmak zorundasın. Zaman içinde bunu kanıksıyorsun. Bu demokratik kurumlar örselenmemeli, törpülenmemeli, varlığını sürdürmeli. Eğer asgari ücretli bir adamı ayda 4 bin TL taksit ödemeye zorlarsanız bu gerçekleşemez. Bize personel giderinin 60’ta birini, büyükşehirede personel giderinin 15 katını gönderiyorlar. Böyle bir şey olurmu? 3225 belediyeye gelirin % 25’ini, 16 belediyeye % 75’ini yoluyorlar.

Ne gibi hizmetler yapabiliyorsunuz?

İller bankasının payının tamamını mezarlığa ayırdım. Aramızdan ayrılanlarla helalleşmek için. Ve yaşayanlara mesaj verebilmek için. Bizim bir çok ödevlerimizde var. Tam tersine yerel yönetimlerin yetkileri daha da artırılmalıdır. Avrupa’nın bir çok ülkesinde öğretmenler, polisler maaşını belediyeden alıyor. Maaşını belediye başkanının ödediği bir komiser gece 2 de evinizi basıp sizi tekme tokat karakolda dövemez. Çünkü biz seçimle geldik, bana hesap sorarlar. Gelişmiş ülkelerin belediye meclislerinde Afrika’daki açlara yapılacak yardımlar konuşulurken biz de hep plan tadilatı konuşuluyor. Büyükşehir meclisinde yasalara aykırı alınmış kararlar var.

Elmacık Köyü sorununuz vardı? Bir gelişme var mı?

Elmacık Köyü’yle aynı tapulama hudutları içindeyiz. Yasalara aykırı bir şekilde İlyas beyin hazırladığı komisyon raporuyla bir başka belediyeye bağlayamazsınız. Onlarla 2 bin yıllık geçmişiz var.

 Sizlerin kasıtlı olarak ekonomik sıkıntılar yaşayıp hizmet veremediğiniz de halkın birleşmeye sıcak bakması için bir yöntem izleniyor olabilir mi?

Büyükşehir bu hizmetleri halkın parasıyla yapıyor. Ekstra bir iş değil. Halkın parası halka gidiyor. Bize iller bankasından gönderilen payların tamamı ulusal düzeyde vergi gelirlerinden elde edilen meblağdan gönderiliyor. Bu hizmetleri bir lütuf olarak sunamaz.

 Ancak paranın az gönderildiğini söylüyorsunuz.

Evet az gönderiliyor.

Nüfusa orantılı gönderilmesinin sakıncaları var mı?

Nüfusa orantılı gönderiliyor ama bu da çok sağlıklı bir kriter değil. Bir turizm beldesini düşünün. Kışın nüfusu 10 bindir ama yazın 2 yüz bindir. O da bir kriter değil ama 10 nedenden biri olabilir. Tek başına payların tespitinde haklı bir sebep olamaz. Nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerin  kapatılması yasa gereğidir ama onun o yıl içinde yapılması lazımdır.

Evyap sizin arazinizde mi?

% 30’u bizdeyse % 70’i Körfez’de. Daha önce sınırımız Jandarmadaydı ama zaman içinde sınır Üçcevizler Mevkii ne kadar dayandı. 2007 yılında Evyap’ın hazineye ödeyeceği para yaklaşık 1,5 milyon TL. o iskele 29 yıllığına bunlara tahsisi edildi, 29 yıl sonra ceketi alıp gidecektir. Hazineye kalacak iskelenin gelirinin %  15’ini ve birde kira alıyor. Kamu yararı görüldüğü için verildi. Halbuki o payın % 10’unu bize verseler. Yılda 150 bin TL yapar.

Firmanın bir kısmını sizde bir kısmının Körfez’de olması kargaşaya sebep olmuyor mu?

Biz yaklaşık 400 milyar dolar iç ve dış borcu olan ülkeyiz. Türkiye bunu IMF’den veya diğer yabancı ülke kuruluşlarından fahiş fiyatlarla krediler alarak değil, üreterek, çalışarak farklı bir değer oluşturup ihracat yaparak kapatması lazım. Bugün Evyap Limanı’nda 250 ye yakın insan çalışıyor. Bu ülkemiz için bir kazançtır. Orada katma değer oluşuyor, KDV ödüyor, vergi veriyor. Biz işadamlarına ve sanayicilere karşı tehditkar ve baskıcı yöntem asla izlemiyoruz.

Bunca fabrikanın yerleşim yerleriyle iç içe kalması doğru mudur?

Keşke 50 yıl önce doğru bir planlama yapılsaydı, keşke millete plan değil pilav lazım denmeseydi o fabrikalar daha farklı bir yere kurulabilirdi. Burası turizm merkezi ya da farklı bir şey olabilirdi. Niye Altınova’ya tersane yapılıyor? Çünkü Karadenize yapılırsa açık deniz olduğu için maliyet 3 kat artacak. Ancak Türkiye tersanecilik ve denizcilikte Yunanistan’ın 20 kat gerisinde. O zaman doğru bir yatırım yapılmalıdır. Onun için her olay kendi ölçeğinde değerlendirilmelidir. Körfez’de problem evler 5-6 yüz metre uzaklıkta ocaklar, fabrikalar kuruluyor. İnsanların yaşadığı alanlar dışına ve atıl bölgelerde yapmak zorundasınız. Dinamit atılıyor yer altında 200 metreye kadar suların akış yönü bile değişiyor.

Genel bir ifadeyle sorarsam gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?

Türkiye idealist yöneticilerle ciddi bir planlamayla 5 yıl seferberlik yapsın, iç ve dış borcumuzu ödeyelim, bir tane işsiz, aşsız insanımız kalmaz. Türkiye bu potansiyelini hayata geçiremiyor. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bin bir acılar çekmiş 11 milyon nüfuslu ülke demiryollarını yapmış, stratejik önemde müesseseler, fabrikalar kurmuş, gençlerini eğitmiş, kadınını çağdaşlaştırmış, İsviçre’den önce seçme ve seçilme hakkı vermiş kişilerin torunlarının çocuklarıyız. Yani biz bu kadere teslim olamayız, olmamamız lazım.

Su konusunda önlemleriniz var mı?

Su konusunda tecrübeli bir belediye başkanı olarak göreve gelir gelmez su ve kanalizasyon hizmetlerimizin İSU’ya devredilmesi için karar aldık. Yuvacık Barajı’nın suyunu kullanmak bizim en doğal hakkımızdı. Ve bugün Türkiye’nin bir çok ilinde böylesine arıtılmış suyu insanlarımız tüketemiyor. Hiçbir su sorunumuz ve kesintimiz yok. Ayrıca Büyükşehir kanalizasyon şebekemizi de yapıyor. Artık hiçbir evsel atık denize gitmeyecek.

Arıtma tesisimi kuruluyor?

Büyükşehir hangi beldeler, belediyeler faydalanıyorsa arıtma tesisini kurmalı bizde nüfusumuza göre 20 bunu ödemeliyim. Benim Kirazlıyalı Belediyesi olarak 10 trilyonluk arıtma tesisi kurmama gerek yok ki. Bu işler böyle olmalı. Büyükşehir koordinasyonu sağlamalı.

 Personel sıkıntısı çekiyor musunuz?

Biz 13 yıllık belediye olmuşuz daha resmi kadrolarımıza eleman alamıyoruz. Benim zabıta memurum yok. Ben istemediğim için değil. Yoksa ilan veririm ve ihtiyacım kadar alırım. Deprem bölgesindeyiz jeoloji mühendisimiz yok. Bunları mecliste de söylüyorum. Büyükşehir belediyesi ivedilikle, hiç vakit kaybetmeden 45 jeoloji mühendisi, 45 gıda mühendisi, 45 harita ve kadastro mühendisi, 45 inşaat mühendisi alıp maaşlarını ödemeli yolluk ve harcırahlarını da bizler ödemeliyiz. Ben artık fırınları ilkokul mezunu zabıtayla değil, gıda mühendisiyle denetlemeliyim. İnşaat izni verirken zemin etüdlerini jeoloji mühendisiyle çizmeliyim. Büyükşehir bunun için var, bu böyle olmalı. Ama Büyükşehir büyük balık küçük balığı yutar anlayışı içersinde siz yapamıyor, iyi yönetemiyorsunuz bize bağlanın anlayışında. Niye ben Körfez’e bağlanıyorum, Körfez bize gelsin. Niye yamanacağım ben oraya. Yani Körfez Belediyesi’nin kişi başı hizmet miktarı bizimkinden daha mı farklı ya da daha mı objektif. Bende ki iflas tetkik işlemi 20 dakika sürerken orada 4 aydır ticaret odası iflas ve tetkik işlemi yaptıramıyor. Çünkü o işi bilen kadrolar yok.

Körfez Belediyesi’ne aday olma durumunuz olduğu söyleniyor. Bu iddialar doğrumu?

Belediye başkanlığını meslek olarak çok seviyorum. İnançlarıma çok yakıştırıyorum. Öğretmen olarak belli sayıda kişiye verebileceklerimi şimdi binlerce kişiye veriyorum. İşimi çok seviyorum. Demokratik haklarımı her zaman kullanırım. Siyaset kişisel kararlarımızla yapılacak bir şey değil. Bir toplumsal beklenti ve talep olmalı. Benim büyük bir yer yönetmek gibi bir kompleksim yok. Zaten belediyeler arasında hiçbir fark yok. İkimizde ilk kademe belediyesiyiz. İki belediyede vesayet altında ve büyükşehire bağımlıyız. Mangacılık zihniyetine teslim olmuş durumdayız. Ama benim bilgim, tecrübem, sahip olduğum dostlarım, il içinde, il dışında, ilçe genelinde birikimim o belediyeyi yönetmeye yeter. Bunu tek başına benim istemem hiçbir şey ifade etmez. Mensup olduğumuz partinin uygun görmesi lazım. Halktan öyle bir beklenti olması lazım. Siyaseti seviyorum, burası benim memleketim, okuyorum, araştırıyorum. Her gün yeni bir şey öğrendiğimde hiçbir şey bilmediğimin farkına varıyorum. O koşullar oluştuğunda halkımdan öyle bir yetki isterim. İdealimde var, yok diyemem. Ve er yada geç 5 yıl, 10 yıl sonra ömrümüz varsa orada görev yaparsam inanç ve ideallerimin ışığında yasalardan aldığım gücü doğru kullanır ve bir model oluştururum.

İlçe yönetimiyle aranız düzeldi mi?

Yok düzelmedi. Ben bütün insanları etnik kökenlerine, mezheplerine, kimliklerine, doğum yerlerine göre değil, beyinlerine ve yüreklerine göre ve o düşünce ve inançtan kaynaklanan hedeflerine göre değerlendiririm. Kimse bayrağımızı, kimse sınırlarımızı, ulusal birliğimizi tartışamaz farklılıklar hep zenginlik olarak görülür. Ama hep kitle partilerinde nüfus kağıdıyla kaydı yapılan ama beyni ve ruhu başka yerlerde olan binlerce insan var. Bu insanlarla süreç içinde çatışmamız, bir araya gelemememiz çok doğal. Amaçlarımız özlemlerimiz, umutlarımız, beklentilerimiz farklı. Ben 33 yaşında ilçe başkanıydım. Başarılıda bir görev yaptım. O zaman belediye başkanı Muzaffer Baştopçu idi. 5 tane de dava kazandım ondan. Örgütün objektif olmayan, yasal olmayan, kamu vicdanına ve şahsi prensiplerine, çalışma ilkelerine yakışmayan hiçbir talebi, isteği yerine getirmem. Ben sadece CHP’lilerin değil, Anavatan Partisi’ne, Doğru Yol Partisi’ne, Fazilet ve Saadet Partisi’ne oy vermiş insanlardan da toplumsal yetki aldım. Bu işin hazzı, tadı orada zaten. Ve dünyanın en zor işidir, inanmadığınız bir partiye oy vermek. Ben bir önceki seçimde 2183 seçmende 22 oyu olan 9. ve son sıradaki CHP’den aday olarak Türkiye’de çok hak edilmiş, çok helal bir seçim kazandım. Başka bir partili olupta beni göreve getiren o insanlara olan şükran duygularımı ölünceye kadar kaybetmem. Onlara minnettarım. Hem şahsi onurumu hem beldenin geleceğini kurtardılar. Onun için hizmette daima eşit, adaletli ve dürüst olmak zorundayım. Çatışmalarımız oradan kaynaklanıyor. Benim CHP ile, onun ideolojisi ile ilkeleriyle hiçbir sorunum yok. Sorunumuz yönetenlerin yanlışlarıyla, kavgamız o. Siz burada benim seçim başarımda büyük payı olan 30 yıllık bir belde başkanını bütün talebime rağmen il delegesi yazmazsanız bundan sonra o da beldedeki görevinden istifa eder. 2 yıldır Kirazlıyalı’da belde örgütü yok. Kurun kurabiliyorsanız. Halk burada, kahveler burada. 5 kişi yazıp yapamadılar. 22 üye var yazamazlar, çünkü haksızlar. Bana kimse eski il başkanının, mevcut ilçe başkanının siyasi başarısızlığını fatura edemez. Bizim CHP ile bir sorunumuz yok. Belediyenin görevleri başka, ilçe başkanının başka herkesin görevleri yasalarla belirlenmiş. Herkes görevini layıkıyla yapacak. Benim ilçenin önüne geçmek gibi bir tarzım, düşüncem yok. Ben faaliyet raporumu onlara gönderirim. Şeffafım, açıkım, netim. Kulvarlarımız ayrı, siyaset anlayışımız farklı. Onlar kendi yolunda gidecek, biz kendi yolumuzda gideceğiz.

22 Temmuz seçimlerini değerlendirir misiniz?

Bir genel seçimdir, milletvekili seçimidir. Bunları öncelikle değerlendirme hakkı örgüt başkanlarımızın, il başkanlarının, ilçe başkanlarının ve seçilen milletvekillerinin yapacağı bir iş. Ama ben hayatım boyunca kesinleşmiş yargı kararlarıyla halkımın kararını hiç tartışmam. Sonuçlar yaklaşık olarak tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Sonuçları saygıyla karşılıyorum.

Sarıgül olayını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vallahi genel başkanımıza gereğinden fazla haksız suçlamalar yapıldığı kanısındayım.  CHP’de sayın genel başkanın alternatifi asla Sarıgül olamaz.  

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör: Metehan OĞUZ
 
Etiketler: Yılın, Röportajı;, Cevdet, Şahinin, Çarpıcı, Açıklamaları,
Yorumlar
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
84
69
1
3
27
31
2
Fenerbahçe
82
83
1
4
26
31
3
Trabzonspor
52
54
12
4
16
32
4
Beşiktaş
48
42
12
6
14
32
5
Kasımpasa
46
55
12
7
13
32
6
Rizespor
45
40
12
6
13
31
7
Başakşehir
44
41
12
8
12
32
8
Sivasspor
44
38
10
11
11
32
9
Alanyaspor
42
41
9
12
10
31
10
Antalyaspor
42
36
9
12
10
31
11
A.Demirspor
40
48
10
13
9
32
12
Samsunspor
38
36
14
8
10
32
13
Ankaragücü
37
40
11
13
8
32
14
Kayserispor
37
36
12
10
10
32
15
Konyaspor
36
34
12
12
8
32
16
Hatayspor
33
36
12
12
7
31
17
Pendikspor
31
36
15
10
7
32
18
Gaziantep FK
31
35
17
7
8
32
19
Karagümrük
30
34
15
9
7
31
20
İstanbulspor
13
22
21
7
3
31
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı