Yazı Detayı
06 Nisan 2009 - Pazartesi 00:00
 
Yeniden Bahar
Serap DUYGULU
serapduygulu@belirtiyorum.com
 
 

Eskisi kadar şiddetli olmasa da bir kış mevsimini daha bitirdik ve yeniden bahar geldi.Ortalık yine papatya cennetine döndü. Yeniden mis gibi kokular ve yeniden pırıl pırıl günler. Muhtemelen yağmurlar yağacak ama artık üşümeyeceğiz.Soğuklar bitti, cemreler düştü. Havalar artık ısınır giderek.Biz montları, paltoları, çizmeleri, botları çıkarıp baharlık giysilerimizle dolaşmaya başlayacağız.Hafiflemek güzel baharla birlikte.


Keşke bedenlerimiz gibi ruhlarımız da hafiflese, keşke hüzünlerimizi, üzüntülerimizi, kırgınlıklarımızı da bırakabilsek kapılarımızın öbür tarafında.Kendimizi önce affetsek, geçmiş pişmanlıklarımızdan, yapamadıklarımızdan dolayı kızmasak bu kadar kendimize.

Farkında mısınız hepimiz çok kızgınız? Kime kızgınız bu kadar, elbette önce kendimize. Veremediğimiz kilolar için, hayır demeyi bilmediğimiz için, insanların bizi kırmalarına izin verdiğimiz için, keşke dediğimiz her şey için kızgınız. Anne babalarımızın istediği gibi evlatlar olamadığımız için kızgınız. O kadar kızgınız ki mesela, bu gün gazetede okudum, inanamadım. Müzikle uğraşan ve genç kesimin çok yakından tanıdığı bir şahıs, evini merak edip kendisini görmeye çalışan 11 yaşındaki hayranını, evine kapatıp eşiyle bir olup dövmüş! Dikkatinizi çekerim dövdükleri kişi bir çocuk ve 11 yaşında. Orantısız güç dedikleri şey bu olsa gerek. Bu kadar mı orantısız olur artık? Hele o eşe ne demeli? Belki bir anne ya da anne adayı bir kadının sebebi ne olursa olsun bir çocuğu bu şekilde dövmesinin ya da buna göz yummasının ne gibi bir açıklaması olabilir? Bu nasıl bir hırstır, nasıl bir kızgınlıktır, nasıl bir şiddet eğilimidir, akıl almıyor.

Keşke baharla birlikte ışıklarını ve sıcaklığını htiğimiz güneş içimizi de ısıtsa, keşke bu kızgınlıklarımızı yok etse. Aslında dışarıya yönelttiğimiz her kızgınlığın kökeni içimizde saklı. Önce kendimize kızgın olduğumuzu gösteriyor ve önce kendimizi affedemediğimizi. O kadar kızgınız ki, içimizdeki çocuğun elini bıraktığımızı fark etmiyoruz. Çocuksu tarafımızdan koptuğumuz için de çok kızgınız kendimize.

O nedenle de hiçbir hatayı affedemiyoruz.Tahammülsüz olduk her şeye ve herkese karşı. Küçük tartışmalar neredeyse katliama dönüşüyor.

Bakın mesela, dünkü seçimde kaç kişinin öldüğüne dair rakamlar 6 ile 12 arasında değişiyor. Sözüm ona demokrasi adına yapılan seçimlerde tahammülsüzlük o boyutlara varıyor ki karşısındaki insanın canını bile alabiliyor birileri. Bu nasıl bir hırstır? Bir de değer mi kısmı var, onu hiç sorgulamıyorum bile.

Hani bahar geliyor ya, havalar ısınmaya başladı ve insanın içi kıpır kıpır oluyor ya? Umut etmek istiyorum bu bahar daha güzel olsa her şey diye ama umutlarda bile yer bulamıyor düşüncelerim. Hangi televizyon kanalını açsak felaket haberleri, hangi gazeteye çevirsek bakışlarımızı sanki dünyanın sonu gelmiş. Ne oluyor? Nerede bizim yarınlarla ilgili heveslerimiz? Bakın bakalım dünkü gazetelere; kötü kehanet başlığıyla vermiş bir bölümü, haberi. Konu da şu; güneşte bir takım patlamalar ve manyetik fırtınalar başlıyormuş. Dünyanın dengesini alt üst edebilirmiş. Bu fırtına nedeniyle dünya üzerindeki enerji sistemleri çökebilir ve insanlık bir anda bir felaketle burun buruna gelebilir, hatta dünya üzerindeki yaşam tarihin ilk çağlarındaki kadar ilkel hale gelebilirmiş. Beklenen felaket için tarih de vermiş bu uzmanlar(!): 12.09.2012.Yani önümüzdeki birkaç yıl içinde, yani iki yıldan biraz fazla bir zaman sonra hooop! hep beraber ilkel yaşam formlarına, yani taş devrine dönüyoruz. Felaketten felaket beğen.

İyi ama mevsimlerimiz ne olacak? Biz baharda aşık olmalıydık, yazın çiçek böcek, deniz havuz mevsimi, yaz aşkları falan. Sonra sonbahar, depresyonlara girmeli, deli gibi hüzünlenmeliydik.

Kışın lapa lapa yağmalıydı kar ve kardan adamlarımız için kömür, havuç aramalıydık konu komşudan. Ellerimiz ayaklarımız donmalıydı soğuktan. Bu soğuktan donmak cümlesini de artık dikkatli kullanmak lazım.Yine sözüm ona 21. yüz yılın içinde, her tür teknolojik aletin ortasında, bir dağın tepesindeki enkazı bulamadılar. Göz göre göre ve acil servise yalvara yalvara ölüme gitti insanlar. Biz iğne deliğinden bile istediğimizi bulup çıkarırız diyen ilgili ve yetkili kimseler neredeydiler ve neden bu insanlar bulunamadılar öyleyse? İklim şartları çetin, kazanın olduğu yer ulaşılamaz derecede zorlu, hava şartları ağır ve dondurucu bir soğuk var, hepsi kabul. Ama siz enkazın yerini bile tespit edemediniz ki. Kazanın nerede olduğunu bulamadınız, araçtan sinyal alamadınız? Hangi teknoloji, hangi gelişmişlikten söz edebilirsiniz ki?

Bize okul yıllarında kurbağanın sindirim sistemini öğrettiler ama ilk yardımı bilmiyoruz. Biz balinanın hangi familyadan olduğunu öğrendik ama acil telefon numaralarını öğrenemedik. Neredeyse çoluk çocuk herkesin elinde birer ikişer hatlı cep telefonları var ve her yöne kaç kontör olduğunu beynimize kazıdılar ama basit bir numarayı arayıp yer tespiti yapılacağını bilmiyoruz. Hayır, hadi biz bilmiyoruz da hiçbir yetkili de mi bilmez bu işin yolunu yöntemini? Peki kapalı telefonları bile dinleyen, yer tespiti yapabilen teknoloji niye sustu dört gün boyunca?

Sormak istediğim çok soru var, acaba yanıtlar da var mıdır bir yerlerde? İnsan ister istemez kızıyor, siz de kızgın olabilirsiniz ama sakın ola ki kendinize kızmayın. Kendinize kızarsanız keşke'leriniz çoğalır hayat çekilmez bir hal alır.Kendinize anlayış gösterin, hazır bahar da geliyor. İçinizdeki çocuğun elinden tutun ve çiçeklerin üzerinde yuvarlanın,toprakla, çimenle kucaklaşın. Baharın tadını çıkarın.

Eğer söylenenler doğruysa şurada topu topu iki buçuk yıl kadar bir zamanımız kalmış, hayatınızın en güzel baharını yaşayın. Benim kafam çok karışık günlerdir. Malumunuz bahar geliyor ya, aklım bir karış havalar da. Bu bahar beni çok çarptı, bu havalar bana yaramadı herhalde...

 
Etiketler: Yeniden, Bahar,
Yorumlar
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
81
68
1
3
26
30
2
Fenerbahçe
79
79
1
4
25
30
3
Trabzonspor
49
51
11
4
15
30
4
Beşiktaş
46
40
12
4
14
30
5
Kasımpasa
43
53
11
7
12
30
6
Başakşehir
42
38
12
6
12
30
7
Rizespor
42
36
12
6
12
30
8
Antalyaspor
41
35
9
11
10
30
9
A.Demirspor
39
46
9
12
9
30
10
Alanyaspor
39
38
9
12
9
30
11
Sivasspor
38
36
10
11
9
30
12
Kayserispor
36
36
11
9
10
30
13
Samsunspor
36
35
14
6
10
30
14
Ankaragücü
33
36
11
12
7
30
15
Hatayspor
33
36
11
12
7
30
16
Konyaspor
33
31
11
12
7
30
17
Gaziantep FK
31
34
15
7
8
30
18
Karagümrük
30
34
14
9
7
30
19
Pendikspor
29
34
15
8
7
30
20
İstanbulspor
13
22
20
7
3
30
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı