Yazı Detayı
07 Haziran 2025 - Cumartesi 07:30
 
BAYRAMI İDRAK EDERKEN
Seyfettin KARAMIZRAK
seykarami@gmail.com
 
 

Can bula cananını, bayram o bayram ola,

Kul bula sultanını bayram o bayram ola.

 

“Bаyrаmlаr, milli ve dini duyguların, örf ve adetlerin derinden hissedildiği, bir toplumda millet olabilme şuurunun yeşerdiği, kuvvetlendiği günlerdir.”

Teknolojinin akla durgunluk veren yenilikleri, insanlığı şaşırtmaya devam ederken, aynı zamanda büyük kolaylıklar da sunmaktadır.

Yapay zekâ, cep telefonu, internet, televizyon, yazılı basın araçları, uzaydaki gelişmeler, yiyecek ve içeceklerde, üretimdeki bulgular vb. hayatımıza anlamlı ve pozitif değişiklikler getirmiştir.

Ancak, sessiz ve derinden, bir o kadar da vahim götürüleri olmuştur: Silah üretiminde artış, çevre kirliliği, gürültü, radyasyon, gıdalardaki hormonsal ve ilaç tehlikeleri, atıklar, katkılar, vb. gibi.

Özellikle TV, cep telefonu ve internet bağımlılığı, insanları yalnızlığa itmiş, aile içi başta olmak üzere, çevreyle olan iletişimi de büyük ölçüde azaltmıştır. Bunlar, insani değerleri, dostlukları, aile içi iletişimi bir yandan da, zamanımızı gizli veya açık şekilde çalmaya başlamıştır.

 Neticede dünya hızla kalabalıklaştıkça kendisini ve insanlığı büyük tehlikelere, yalnızlığa ve bencilliğe de itmektedir.

Teknolojinin bu yönü, “insani değerler” dediğimiz ortak paydaları yok ederek; “aile bağlarının, samimiyetin, dayanışmanın, paylaşmanın, ahde vefanın, sevginin” azalmasına da sebep olmaktadır.

 “Bencillik, hoşgörüsüzlük, aç gözlülük ve sevgisizlik yüreklerde yeşermeye başlamıştır. Kin, öfke, düşmanlık ve nefret gibi çok tehlikeli duygular artmıştır. Bu günkü savaşların, akan kanın, bir hiç yerine öldürülen çocuk ve kadınların, aç bırakılan insanların, mağdur ve yetim bırakılan çocukların çektiği ıstırabın sebebi budur.

Teknolojik gelişmeler insanı; refaha, huzura, saadete götürmesi gerekirken, sömürme, zengin ve hâkim olma, yönetme uğruna, her türlü çirkinlikler, ahlaksızlıklar ve merhametsizlikler için kullanılmıştır.

Şu anda bile, zulüm, katliam, kan, barut kokusu, açlık, sefalet, acı ve gözyaşı durmamaktadır. Yaşam biçimimiz yozlaşarak, gelenekler, görenekler, ahlaki değerler vb. hızla ve üzücü şekilde yıpranmaktadır.

Bayramlar da bu gelişim ve hızlı değişimden payını almaktadır elbette. Bayram günlerinde aile büyüklerinin ağzından hüzünle dökülen “nerede o eski bayramlar” sözü gençlerce  anlam ifade etmese de, gerçekten de eski bayramların tadı bir başkaydı.

Eski günlerde yaşanan bayramlar, günümüz bayramlarından çok daha coşkulu ve huzurla yaşanırdı. Kutlama öncesinde büyük alışverişler yapılır, herkesi tatlı bir telaş kaplardı. Aileler, çoluk çocuk çarşılara akın eder, önce çocuklara, sonra da yetişkinlere baştan ayağa, yepyeni, pırıl pırıl bayramlıklar alınırdı. Evin her bir bireyine bayramlık kıyafetler diktirilir, terzilerin önünde uzun kuyruklar oluşurdu.

Durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarına da bayramlıklar diktirilirdi. Kilolarla şeker, çikolata, kolonya, tatlı malzemeleri, misafirlere ikramlıklar alınırdı. Evler ve bahçeler misafirlere hazırlanır, dip köşe titizlikle bir güzel temizlenirdi. 

 İnce düşünceli insanlar, çocukları utandırmamak için harçlık ve şekerleri bembeyaz bir mendil içinde verirdi. Evlerde hamurlar yoğurulur, yufkalar açılır ve baklavalar, börekler yapılır, sarmalar sarılırdı. Misafirler önemsenir, ikramda kusur etmemek, misafiri iyi karşılamak için herkes en iyi hazırlığı yapmaya çalışırdı.

Bayram panayırları, halkın sevincini doyasıya yaşadığı ve eğlenebildiği yerlerdi. Özellikle çocukların çok sevdiği bu yerlerde, çocuklar için lunapark oyunları bulunurdu. Baloncular, simitçiler, çerezciler gibi seyyar satıcıların da olduğu panayırlarda eğlence geç saatlere kadar sürerdi.

Tüm akraba ve eş dost birbirleriyle bayramlaşmaya giderdi. Gidilecek kişiyi öncesinden arayıp haber vermeye gerek duyulmaz, çat kapı gidilebilirdi. Yaşça büyük kişiler mutlaka ziyaret edilir, hal hatır sorulur, gündelik konularda bayram sohbetleri edilirdi. Her gelen iyi karşılanır, küsler bu günlerde barışırdı.

Bir öncesi gün bütün kombinler hazırlanır. Giyilecek elbiseler, bluzlar, gömlekler çoraplar yatağa dizilirdi. O gece çocuklar için zaman bir türlü geçmek bilmezdi.

Heyecanla giyilmeyi bekleyen bayramlık giysiler, bayram sabahları kalabalık aile kahvaltıları, sonrasında bayramlaşma merasimi, büyüklerin ellerini öpmek,  mendil arasındaki harçlıklar, şekerlemeler, mutluluk, telaş, heyecan ve neşe demekti.

Evlerde yöresine göre misafirlere ikram edilmek üzere fazlaca özel bayram yemekleri pişirilirdi. Herkes kendi kültür ve geleneğine göre ikramlarını yapardı. Keşkek, karışık kızartma, zeytinyağlılar, eğer kurban bayramıysa ve kurban kesilmişse büyük tencerelerde kavurma, pilavlar, kömbe ve börekler, yüksük çorbası ve yaprak sarması gibi yemekler bayramlarda pek çok evde bulunurdu.

İçecek olarak ise, eğer yaz aylarıysa limonata, ayran gibi serinleten içecekler bol bol yapılırdı. Ramazan bayramlarından sonra ise reyhan şerbeti yapılır ve Türk kahvesinin yanında soğuk soğuk ikram edilirdi.

Oysa şimdilerde içinde bulundurduğu kendine has; “yaşama sevinci veren, kaynaşmamızı sağlayan, beden ve ruh sağlığımızın sigortası olan ve toplum katmanlarını mutlu eden motifler” hızla kaybolmaya yüz tutmuştur.

 Zaman, ziyaret ve yan yana olma kültürünü  öldürdü. Bireylerin artan iş yükü ve stresli hayat, onları turistik gezi ve tatil yapmaya yönlendirdi. İnsanlar, en yakınları hariç, çok fazla kişiye de değer vermez oldu. Bu da kalabalık ve görünüşte neşeli olan bayram buluşmalarını en aza indirdi.

Hediyeleşmenin, selamlaşmanın, hal hatır sormanın, gönül almanın, yüreklere dokunmanın, yeni elbiseler giyinmenin mutluluğu, el öperek harçlık almanın hazzı, komşularla paylaşmanın toleransı, çocukların kahkahaları, sevinçleri, cıvıl cıvıl yarışları sokaklarda yok artık.

Çocukluğumdaki bayramlarda ev ev gezerdik. On iki yaşını doldurmayanlara çerez dağıtırlardı. En samimi kafadar arkadaşlar ve akraba olanlar bir gurup olurduk.
Topladıklarımızın içinde neler yoktu ki; kuru üzüm, hurma, ceviz, fındık, fıstık, lokum, iğde, kuru dut, keçiboynuzu, akide şekeri vb.

Kapıda güler yüzlü bir teyze karşılar, bizi adam yerine koyar, hal hatırımızı sorar, cana yakın, cicili bicili giyinenlerimizin yanağını okşar ve bolca çerez ikram ederdi. Ne tadına doyulmaz huzur kırıntılarıydı bunlar.

İçimizde; kin, kırgınlık, stres, hüzün asla yoktu. Engin bir hoşgörünün yüreklerimize enjekte ettiği sevgi ışıltıları vardı göz bebeklerimizde.

Topladığımız harçlıklarla bayramlık servetimizi hesaplar, kendimize bahşedilen güven ve sevinçle sokağa fırlardık. Ne bitmez tükenmez lezzet paylaşımlarıydı bilemezsiniz.
Büyükler de ev ev bayramlaşırdı. Tepsi içinde; kâğıtlı şeker, lokum, kolonya ve sigara ikram edilirdi.

Anlattıklarımda olağan üstü durum yok elbette. Fakat hafızamda o kadar değerli izleri var ki bu yaşantıların. Hatırladıkça, duygularımı tozpembe bulutlar sarmakta. Yeniden yaşayabilmek için neler vermezdim ki.

Bunları bize anlamlı kılan; madden sahip olduklarımızın çokluğu değildi elbette. Zira çok da fazla bir şeylerimiz yoktu. Fakat gönül zenginliğimizi sağlayan; içtenlikler, sadelikler yalınlıklar, samimiyet, sevgi ve hoşgörü oldukça çoktu.
Yüreğimizde duruluk ve huzur, ahde vefa, kadir kıymet bilme, şükretme, sevme ve sayma vardı.

Kanaatkârlık, yaşama sevincimiz haddinden fazlaydı.
Bir takımdık adeta, komşularla, arkadaşlarla, akrabalarla. Birimizin derdi, hepimizindi. Hayattan çok şey beklemezdik. Uzak ve elde edilemeyecek hedeflerimiz yoktu. Sade, samimi ve basit yaşardık. O yüzden endişeli değildik belki de.

Evlerimizde çok eşya yoktu. Yaşamımız gibi evlerimiz de sadeydi. Fakat sevgimiz sayesinde, hoş görülü ve huzurluyduk. Kafamız her şeyle meşgul değildi. Esas olan kalp kırmamak, üzmemekti, yardımlaşma ve dayanışmaydı.

Şimdiki bayramlarda maddi her imkân var elbette. Hiç bir şeyin özlemi çekilmemekte. Ancak, en pahalı malzemelerle pişirilen, fakat lezzet vermeyen yemek gibi san ki. Kaybolan bir tat var. Katılan malzemeyle bulunamayacak bir tat. İşte bayramlara lezzet veren de manevi paylaşımlardı.

Engin sevgi, saygı, değer verme, hoşgörü, biz duygusu, yardımlaşma, komşuluk ilişkileri, aile bağları, merhamet, kanaatkarlık, tevekkül, kendisi ve başkaları ile barışık olabilme, empati, pozitif düşünme vb. değerler. Bunlar, bayramlara ruhunu veren, kişiyi, aileyi ve dolayısı ile toplumu mutlu kılan en nadide argümanlardı.

Hiç bir masrafı olmayan, paylaştıkça çoğalan böylesi hasletler, sadece, haset, kıskanç, bencil, öfkeli, nefret duyan kalplerde yeşermez. İnsanı insan yapan değerleri yaşayamazsak, her gün bayram ilan edilse de bir anlamı olmayacaktır. 

Bayramlar önce yüreklerde olmalı. Bunu yine de başarabiliriz elbette. Geçmişin özlemleri ile yetineceğimize, gelin gönülleri önce bayram kılalım. O tat yeniden gelecektir eminim.

Eski bayramlar geri gelmeyebilir ama, eski bayramların ruhunu eminim yeniden yaşatabiliriz. Birbirimize saygı ve sevgi ile yaklaşarak daha güzel bir dünya kurabiliriz. Unutmayalım umut her zaman vardır.

Bu güzellikleri yeniden yaşamak ve gelecek nesillere aktarmak için, tatil planlarımızı başka zamana erteleyip, büyüklerimizle bayram keyfini bu bayram doyasıya çıkaralım.

 Gönüller sevinç dolsun, umutlar gerçek olsun, acılar unutulsun, üzerimize mutluluklar yağsın” dileklerimle… Bayramınız kutlu olsun…

Sevgiyle kalın…

 
Etiketler: BAYRAMI, İDRAK, EDERKEN,
Yorumlar
Diğer Yazılar
HAYATA DAİR GERÇEKLER
ANNE OLMAK BİR SANATTIR
ANNELER
DÜNYANIN ORTAK DİLİ SANAT
GAZZE’NİN GÖZYAŞLARI
ELVADA YA RAMAZAN
ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ?
RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ
MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ
ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM
YAŞAMIN DNA’SI SEVGİDİR
TÜKETİM VE İSRAF
SEVGİNİZİ GÖSTERMEYİ ERTELEMEYİN
OKULDA SEVGİ VE ÖZGÜRLÜK ORTAMI-3
Emekliler Emeklemesin Artık
Bugünün İşini Yarına Bırakma
SEVGİ VE ÖZGÜRLÜK-2
SEVGİ VE ÖZGÜRLÜK-1
OKULDA SEVGİ ORTAMI
ANNE BABA ÖRNEK MODEL OLMALIDIR
14.KOCAELİ KİTAP FUARI’NIN ARDINDAN
ÇOCUK EĞİTİMİNDE İLETİŞİM
SEVGİSİZ ÇOCUKLAR
ÇOCUK EĞİTİMİNDE ANE BABALARA ÖNERİLER
MUTLULUK DENEN ŞEY
MUTLU OLMANIN İPUÇLARI
ÇOCUK VE AİLE
İNSAN OLMA SANATI
HOŞGÖRÜ-2
HOŞGÖRÜ -1
İKİ YÜZLÜ BATININ ÇİRKİNLİĞİ SPORA DA YANSIDI
MERHAMET ÜZERİNE
BABA OLMA SANATI
EMEKLİLERİN DRAMI
ANNELERİMİZ
BAYRAMIN ARDINDAN…
GÜLEGÜLE GİT CAN RAMAZAN
RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ
ÇANAKKALE DESTANI
KADINLAR GÜNÜNE DAİR
İYİ İNSAN OLABİLMEK
EY İNSANLIK GAZZE’Yİ UNUTMA
UNUTULAN GAZZE
BATI NIN UTANÇ DOLU GEÇMİŞİ
BATININ KİRLİ YÜZÜ
ÖKSÜZ GAZZE
GAZZE’ DE SOYKIRIM DEVAM ETMEKTE
GAZZE DRAMI
GAZZE DE KATLİAM
RÜZGÂR EKEN FIRTINA BİÇER
Bitsin Artık Soykırım Yalanı!
Toplumsal Yaşamda Etik
Yeni Eğitim Öğretim Yılının Sorunları
Çocuk ve Televizyon
DEMOKRASİ Mİ DARBE VE MUHTIRA MI?
İnsanlaştırma Süreci Olarak Eğitim
ÖMÜR DEDİĞİN
Baba Olma Sorumluluğu
Gelin Tanış Olalım
Anneler Günü Üzerine
Dünya Kadınlar Günü
Öğretmen Yetiştirme Süreci
Ramazanı Uğurlarken
Ramazanın Güzellikleri
HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN
Depremden Aklımızda Kalanlar
Depremin Düşündürdükleri
Eğitim Öğretimin Sorunları
Herkes Değerlidir
Eğitim Bir İhtiyaçtır
‘Montessori Eğitimi’ Üzerine-2
Haydi Çocuklar Okula
“Montessori Eğitimi”Üzerine-1
Sevgi Üzerine
Dil Yarası
Köy Okullarına Dönüş
Türk Dilinin Dünü Bu Günü
Babalar Günü Üzerine
Okullar Kapanırken
12. Kocaeli Kitap Fuarı’nın Ardından
Annelerin Kıymeti
Bayramlar
Tatlı Dil ve Güler Yüzün Önemi
Ramazanı İdrak Etmek
Onbir Ayın Sultanı
Çanakkale Gerçek Bir Destandır
Gözyaşının Rengi Yok
Sarı Saçlı Mavi Gözlü Çocuklar Da Ölür
Anne Babalar Çocuklarınıza Sahip Çıkınız
Öğretmenlerimize Haksızlık Etmeyelim
Sevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?-2
Dinlenme Tatili ve Ev Ödevleri
Sevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?
Çocuk Ailede ve Okulda Sevildiğini Hmelidir
Eğitim Sevgiyi Merkezine Almalıdır
Eğitimde Şiddet Olamaz
Çocukların Gelişiminde Babanın Önemi-2
Çocukların Gelişiminde Babanın Önemi-1
Öğretmenler Günü’nün Ardından
Çocuk Eğitiminde Anne Babalara İpuçları
Çocuk Eğitiminde Sevginin Yeri
Çizgi Filmlerin Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Taşımalı Eğitim ve Öğrenci Servisleri
Aşı Olmayanlar, Önlemlere Uymayanlar
Okul Kantinleri ve Öğrenci Sağlığı
Öğretmenlerin Kılık Kıyafetleri Üzerine
Ders Kitapları Çıkmazı
Yüz Yüze Eğitmin Önündeki Engeller
Okullar Açılırken Alınan Önlemler
Okulların Açılış Müjdesi -1-
Orman Yangınları ve Algı Operasyonları
İnsan Görünüşlü Değil, İnsan Olabilmek…
Artık Yüzyüze Eğitim Başlamalı
Bayramlar
Gülegüle Git Ya Şehri Ramazan
Anneler Günü
Türk Polis Teşkilatımız
7 Nisan Dünya Sağlık Günü
Yaşlılara Saygı Haftası Üzerine
Dünya Kadınlar Günü-2-
Dünya Kadınlar Günü-1-
Ramazan ve Oruç-1
Anne Olma Sanatı-2
Anne Olma Sanatı-1
Hepsi Geçecek
Güzel Günler Çok Yakın
Deprem Üzdü Örnek Davranışlar Gururlandırdı
Ceren Özdemir’in Ardından
Ara Tatil Ya Da Eğitim İçin Bir Nefes
ABD’yi Nasıl Bilirsiniz?
Kir Akan Oluklar
Ders Kitapları ve Okul Kıyafetleri
Eğitim Kurumları ve Teftiş Olgusu
Yeni Eğitim Öğretim Yılı
Kadını Anlamak
Sevginin Gücü(Son) -5
Sevginin Gücü-4
Sevginin Gücü-3
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
95
91
1
5
30
36
2
Fenerbahçe
84
90
4
6
26
36
3
Samsunspor
64
55
10
7
19
36
4
Beşiktaş
62
59
8
11
17
36
5
Başakşehir
54
60
14
6
16
36
6
Eyüpspor
53
52
13
8
15
36
7
Trabzonspor
51
58
11
12
13
36
8
Göztepe
50
59
12
11
13
36
9
Rizespor
49
52
17
4
15
36
10
Kasımpaşa
47
62
11
14
11
36
11
Konyaspor
46
45
16
7
13
36
12
Kayserispor
45
45
13
12
11
36
13
Gaziantep FK
45
45
15
9
12
36
14
Alanyaspor
45
43
15
9
12
36
15
Antalyaspor
44
37
16
8
12
36
16
Bodrum FK
37
26
17
10
9
36
17
Sivasspor
35
44
19
8
9
36
18
Hatayspor
26
47
22
8
6
36
19
A.Demirspor
2
34
28
5
3
36
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı