Siyaset öyle bir hal aldı ki yarın kimin ne yapacağı tahmin bile edilemez duruma geldi.

Geçmişin sıkı solcuları çarşafa dolanmış giderken, tamamen Sünni politikalar sergileyenler ise Alevi temsilcileri ile saatlerce toplantılar yapıp “ne şekilde yeni bir açılım yapabiliriz”in çözümlemesini yapmaya gayret eder oldular.

Eskiden sağı vardı veya bu işin bir de solu vardı.

Bu konuya değinirken kutuplaşılmış bir ortamı özlediğim şeklinde anlaşılmasını istemem, sadece bu iki kavramın içinde yer alan ideolojik temellerin de yıkıntıya uğradığı günleri yaşadığımızı düşünmeden edemiyorum.

Bugün yaşanan politikalardan anladığım kadarıyla bir promosyon dalgasıdır gitmeye başladı.

Yıllar önce gazeteler arasında çok büyük rekabet ortamı yaratılmış ve gazeteler tencere, tabak, elektronik eşyalar vb. vermeye başlayınca bu işe bir dur denilmiş ve çıkarılan yasalarla gazetelerin sadece kültür eserleri verebileceği belirtilmişti.

O günün şartlarında yaşanan promosyon çılgınlığı bir yerde engellenmişti.

Ancak bugün siyasette yaşadığımız durum da sizlerce bir nevi promosyon çılgınlığı değil midir?

Bir tarafta çarşaflılara rozet takacaksınız, genel merkezlerinize mescitler açmak için girişimlerde bulunacaksınız, öbür tarafta alevi oylarına göz dikip “ne istiyorsunuz?” diye soracaksınız.

Aleviler yıllardır sol partilere oy vermiş ama gelecekte de sol partilere oy verecekler diye bir kaide yok.

Bunu çok iyi gören iktidar partisi bu günlerde ciddi manada bir alevi açılımı yaparsa sakın ola şaşırmayın.

Dedim ya bu işin sağı solu kalmadı.

Kim ne verirse, buyurun, onun peşine takılmaya.

Kömür dağıtan mı istersiniz,

Sosyal yardım adında paralar dağıtanları mı,

Erzak dağıtanları mı,

Alış veriş çekleri dağıtanları mı,

Yoksa….

Rozet dağıtanları mı?

Yok, yok,

Bu işin sağı, solu yok.